logo

Sende mi brütüs

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Kasım Ayı’nın başlarında ‘’Dershaneler Üzerinden Ders Vermek’’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıyı okuyan çok kimse ifade ettiklerimin çıktığını söyleyerek tebrik ettiler. Yazıda özetle Ak Parti’nin hala muktedir olamadığından söz ederek, gezi olaylarında partinin nasıl savrulduğunu üst düzey yöneticilerinin her birinin ayrı ayrı mevziler alarak savrulduğundan bahsetmiştim. Dershaneleri kapatamayacaklarını, (bugünde aynı görüşteyim) bu kez karşılarında önemli ve zinde bir gücün, muhalefetin olduğunu bu yeni oluşumun gezi olaylarına benzemeyeceğini, Ak Parti’nin bir kitle partisi olduğunu, istifaların olabileceğini ön görmüştüm. Nitekim 6-7 Milletvekili istifa etti.

  Felaket tellallığı hiç yapmadım bu işi de sevmem. Lakin 2014 -2013 ten çok daha kötü geçecek. Ak Parti kurulduğunda kervana hücum edenler bu sefer kervandan kaçacaklar. Uluslararası arena’da tüm İslam Ülkeleri de dahil yalnızlaşan Başbakan Erdoğan, iyice yalnızlaşarak etrafı boşalacak. 40 yıllık en güvendiği arkadaşları bile  sende mi  brütüs dedirtircesine bombaları atarak ayrılırken, yarınlarda yeni oluşumlara yelken açmayacak vekillerin garantisini kim verebilir. Son operasyonlar çok  önemlidir  ve Ak Parti Hükümeti’ni itibarsızlaştırmıştır. Belki bu günlerde partinin tabanı partisine sahip çıkıyor olabilir ama gelecekte bu tip partilerin tabanlarının çabuk savrulacağını tarihi süreç göstermiştir.  Velev ki doğru olsa bile dış güç, iç işbirlikçi, Amerika, Avrupa Birliği,  İsrail, Faiz Lobisi gibi argümanlar bu operasyonları örtecek nitelik taşımamaktadır.

Operasyonlar başlar başlamaz yapılacak ilk iş,  ifade edilecek söylem, dini bakış ve peygamber örneklemelerinden gidilerek, yolsuzluğu iddia edilen insanların derhal hesabını sorulmasıydı. Yargı ve polis müdür ve şeflerine yönelik operasyonlar, olayın çapını uluslararası arenaya taşıdı. Bu kurumlarla hesaplaşma yapılacaksa sonraya bırakılmalıydı.

METOT ŞU OLMALIYDI:

     Eğer yanlış yapan, çirkinli yapan bizim içimizden biri ise, onu da asla savunmaz, ona asla sahip çıkmayız denilemez miydi.
    Bu konuda ölçümüz gayet açık…  Ölçümüzü,  Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) koymuş…
Bilirsiniz… Bir hırsızlık olayında, güçlü ve itibarı yüksek bir kabileye mensup bir kadının kolunun  kesilmesine  karar verilince, kadını kurtarmak isteyen güçlü, itibarlı ve nüfuzlu kabile mensupları, Peygamber Efendimiz (sav)’e gelirler…
Gelenlere, Peygamber Efendimiz (sav)’in verdiği cevap, tarihî niteliktedir:
Nefsi kudret elinde olan Allah (c.c.)’a yemin ederim ki; hırsızlık yapan, kızım Fatıma da olsa, yine elini keserim!
ölçümüz budur !..
 

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in, kızı Fatıma’yı bile gözden çıkarabilecek derecede net ve açık bir ölçü varken;  O’nun yolunda olan bizlerin yeni bir ölçü koyması, elbette mümkün değildir !..
Bizler de;
İçimizden biri dahi olsa; eğer hırsızlık” yapmış, eğer “servet biriktirmiş, uçkur peşinde koşmuş, kısacası eğer yanlış, yamuk ve iğrenç bir iş” yapmışsa; onu ne savunuruz, ne de ona sahip çıkarız!  Denilerek şeffaf davranılsa polise yargıya ve diğer kurumlara yardımcı olunsa zannediyorum kamu vicdanı algısı bugünkü gibi  olmaz ve Ak Parti daha büyürdü.

Son söz;

Ak Parti’nin yetkilileri hamle yaptıkça, karşı taarruza geçtikçe bocalıyor, hala irtifa  kaybediyorlar.   Ne zaman farkına varırlar bilmiyorum; ama inşallah yere yakınken olmaz

Bu olaylarda en mantıklı ve ders veren  bakanlara da teşekkür etmek lazım. Bakan Nihat Ergün, Servet, şehvet ve Şöhret, insanı yoldan çıkarır diyerek ‘’Allah’a Şükür bu işlerde hiç olmadık’’ diyerek  sitemini dile getirdi iyi bir mesaj verdi. Diğer bakan Mehmet Şimşek ise ‘’Allah belalarını versin, öbür dünya yetmez bu dünya da versin ‘’ dedi ve içi yanmışçasına adeta haykırdı. Ak Parti’nin tümü bu mesajları ilk günden vermeliydi.

Sizden öncekiler şu sebeple helâk oldular; onlar, şerefli bir kimse hırsızlık yaptığı zaman, hırsızı serbest bırakırlar. Güçsüz bir kimse hırsızlık yapınca da, ona ceza uygularlardı.” (eş-Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, VII,131,136)

 Yeni yılınızın aydınlık olması dileğiyle…

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÜZEL OLAN GEÇMİŞE ÖZLEM..

    24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Sevgili okurum. Bu yazımızda, geçmişte ve günümüzde yaşanılan, komşu ve komşuluk ilişkilerine değinmeye çalışacağız. Bu konuyu, hemen her zeminde vurguluyor ve geçmişe özlem duygularımızı dile getiriyoruz. Önceki yazılarımızda olduğu gibi, bir takım örnekler vererek, mevcut ve gelecek nesillere, yaşanılan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu gerçeklerden hareketle, insani görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Evet; toplum içindeysen, birlikte yaşama bilincine ulaşmış olmanız gerekiyor. Paylaşmayı bilmen gerekiyor. Saygıyı ve muhabbeti bi...
  • 20 Haziran 2024 Köşe Yazıları

    Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle,  gitmelerle dolup boşalıyor.  Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.  ‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana ...
  • YERLİ VE MİLLİ

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    YERLİ ENERJİMİZ KÖMÜR VAZGEÇİLMEZİMİZDİR Kömür konusunda bir Bilgi hatırlatması yaparak başlamak istiyorum. Ülkemizin birçok yerinde kömür yataklarımız mevcuttur. Bu kömürler genelde genç kömürler sınıfındadır. Genç ve orta linyit grubuna girmektedir. Kömürün yaşıyla alakalı olarak evreleri şöyledir. LEONARDİT-TURBA-GİTYA-GENÇ LİNYİT-ORTA LİNYİT-LİNYİT-TAŞKÖMÜRÜ (Maden kömürü)-ANTRASİT ve en son hali ELMAS’tır. Ülke olarak petrolümüz, doğalgazımız yok ama kömürümüz var. Cenab-ı Allah’ın bizlere sunduğu Kömür nimetini en iyi ve en veri...
  • YOBAZLIK VE YOZLAŞMIŞLIK.

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    İnsanoğlunu diğer yaratıklardan ayıran en önemli özelliklerden biriside geçmişini bilmesi ve ecdadıyla fikir irtibatında olması gerekliliğidir. Hal böyle iken, özellikle benliğimizi yok etmek geçmişimizden uzaklaştırmak, kültürümüzden tarihimizden yoksun bırakmak için on yıllardır senaryolar yazılmakta ve çeşitli zaman ve zeminlerde hayata geçirilmektedir. Bu muazzam çalışma iç ve dış mihrakların ortaklaşa çalışmasıyla başarı elde etmiştir. Dolayısıyla günümüzdeki giyim ve konuşma kültürü işte bu menfi çalışmaların  eseri olmuştur. ...