Son Dakika
Kağıthane’de Uyuşturucu Operasyonu
Kağıthane’de motosiklet yayaya çarptı
Kağıthane’de İETT otobüsünü parçalarken yakalandılar!
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Ticareti bir türlü beceremeyen muhafazakarlar nereden nereye geldi.
Hiç unutmam 1991 Yılında Kağıthane Belediyesi’ni kazandığımızda kadrolaşmak ve işe adam sokmak için lise mezunu bir arkadaş bile bulamazdık. Hatta ağır vasıta şoför ehliyeti olan bile yoktu. Hal böyle olunca kadrolaşma yine başkalarının yetiştirdikleri ile yapılıyordu. Teşkilat tabanı ise üst yönetimleri hep tenkit ederdi, ‘’ neden bizim arkadaşlarımız işe alınmıyor’’ diye? Ama maalesef kadro yok idi. Ardından Refah Partisi’nin palazlanması yerel iktidarları ele geçirmesi, iktidara kapı aralaması bir takım müteşebbisleri ortaya çıkardı. Özellikle Konya taraflarından bir çok holding türemeye başladı. Bir biri ardına mantar gibi bitmeye başlayan şirketler, rahmetli Erbakan Hoca’nın iyi niyetli teşvikleri holdinglerin bir anda iştahını kabarttı. Holdinkler, Avrupa’da Türkiye’de iyi bir zemin bularak muhafazakarları hedef kitle olarak seçtiler. Konya’nın bozkırlarında Prafabrik yapılarla çevirdikleri küçük ölçekli işletmeleri devasa fabrikalar göstererek sömürgeciliğin alt yapısını oluşturuyorlardı. Müthiş bir Piar çalışması ile televizyon reklamlarıyla, bizim mahallenin insanlarını kandırıyorlardı. Muhafazakar Kesimin zaten bu alanda müthiş bir açlığı ve beklentisi vardı. Gerçekten insanlar samimi idi.
Özellikle Avrupa’da Camiyi ve partiyi kullanarak müthiş paralar topladılar. Ağzı laf yapan sözde dini bütün Hocalara da bahşişler kar payları vererek yani aracı kılarak ikna ediyorlardı. Vatandaşlar adeta para yatırmak için kuyruğa giriyordu. Hiçbir ekonomik sisteme uymayan tam bir dolandırıcılık ve fırıldaklık çarkları işletiliyor saf masum Anadolu insanlarının alın terleri yılların birikimleri kandırılarak gasp ediliyordu. Önce ikna etmek için yatırılan paraları kar payı adı altında ödemeleri yapılıyor, ardından para yatırma akışı hızlandırılıyordu. Çok kazandığını sana insanlar, karlarını almıyor varlıklarının tümünü de üzerine ekleyerek bu sahtekar cambazlara kaptırıyorlardı.
Sonunda bu Holdinglerin foyaları ortaya çıktı. Ne kadar para yatıran vatandaş varsa hiçbir kimse parasını alamadı. Ocaklar söndü. İntihar edenler, felç geçirenler, boşanmalar vs. vs. Bu nedenle Aileler dağıldı… insanlar fukara durumuna düştü. Yani bir dönemin banker skandallarını sözde İslamcı holdingler, Muhafazakarlara yaşattı. Bunların içinde kar payı dağıtan banka bile vardı.
Muhafazakarların ticari denemeleri ve ortaklıkları da böylece çok kötü bir imaj bırakarak iflas etti. Yıllardır kimse kimseye güvenmemeye başladı. Yıllar sonra bu imaj, muhafazakarların devletle tanışmasının ardından düzelmeye başladı. Özellikle inşaat sektöründe çok büyüyen Muhafazakarlar Kamu imtiyazını da yanlarına alarak her alanda büyümeye şirketleşmeye söz sahibi olmaya başladılar. Esas benim anlatmak istediğim konu bunlar değil
GELELİM SADABAD KOLEJİ’NE
Anlatmak istediğim konu şudur: Holdinklerin çıktığı dönemlerin hemen sonrası yıllarda iyi niyetli olarak bir okul projesi ortaya atıldı. O zamanlar Refah Partisi’nde ilçe başkan yardımcısıydım. Öncü olduk destekledik katkı sağladık hissedar olduk. Refah ve MGV’ Yönetimleriyle birlikte bu okul projesi hayata geçti. Okulun adı; Sadabad Koleji .. doğrusu hiç ümitkar değildim … Oranın da batacağını yürümeyeceğini, insanların yine holdingler meselesinde olduğu gibi mağdur edileceğini sanmıştım. Okul 15 yıla yakın eğitimini sürdürdü çok güzel, daha çok manevi iklime uygun öğrenciler yetiştirdi. Bu konuda teşekkür ediyorum. Lakin bizim arkadaşların son zamanlardaki ticari zekaları ve başarıları maalesef eğitim konusunda işlemiyordu. Şüphelerim eski algımı tekrarlayarak buranın batacağını tahmin ettim ama yanıldım. Başta Cevat söğüt olmak üzere yönetimde bulunan arkadaşlarımız bu okul için çok emek sarfettiler. Açıkçası hiçbirinden zerre kadar şüphe duymadığım bu kadro, hissedarları mağdur etmemek için gece gündüz çalıştılar. Özellikle Cevat Söğüt Bey iyi bir müteşebbistir. Onur ve şerefine toz kondurmak istemez. Okulun yönetim kurulu başkanı olduğu içinde tüm tenkitler kendisine gelmektedir. Bu durumunu bilen Sayın Söğüt. Batmakta olan bir okulu ya da işletmeyi kurtararak muhafazakarların o eski imajını Kağıthane’de yerle bir etti. İlk defa çok ortaklı bir muhafazakar oluşumun işletmesi, alnının akıyla çıktı. Kağıthane’nin muhafazakar hissedarları okuldan bırakın hisselerini almayı 1’e 5 kazanarak zengin oldular. Çok hissesi olanlar çok para kazandılar. Benim gibi tek hissesi olup ta geçmişte satanlar ise avucunu yaladılar.
Demek ki; samimiyet olunca kimse mağdur olmuyor, Allah yardım ediyor. Batmakta olan bir kurum kar ettiriyor. Çünkü hedefte ve çıkışta samimiyet var, halk var, milletin çocuklarına hizmet var, güzel Ahlaklı nesil yetiştirmek var. Bu okul 15 yıl süreyle hedeflenen misyonunu tamamladı, hissedarlarını mağdur etmediği gibi yüzleri güldürdü.
Okul Arap Sermayesine satıldı. Dedikodunun çok yapıldığı ve hemen herkesin duyduğu ve her şeyin olumsuza çevrildiği Kağıthane’de bu konuda çıt çıkmamaktadır. Aksine teşekkür ve takdir vardır.
Bendenizde Cevat Söğüt Bey’e ilk yönetim kurulu başkanı sayın Duran Cankatar’a ve 15 yıl boyunca yönetimlerde görev alan herkese teşekkür ediyor bu alandaki imajı düzelttikleri için takdir ediyorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları