logo

Ramazan Yaklaşırken Kenz Stokçularına Birkaç Söz

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Mübarek Ramazan Ayı’na girerken İrtidat savaşları ve zekat konusuna değinmek istiyorum. Günümüz Müslümanları  Zekatı  önemsemeyerek çok basitleştirmiş, neredeyse Kenz Stokçuluğu yaparak malını çeşitli hilelerle zekat vermekten  kaçırmaktadır. Halbu ki Kur’an’ın büyük bir bölümünün mesajı ve emri, paylaşmak ve vermekle ilgilidir. Onun için Hz Peygamber; ‘’komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’’ diyerek olaya  son noktayı koymuştur.

Tevbe Suresi 34-35 Ayette Altını ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azapla müjdele! Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) “İşte bu, kendiniz için yığıp sakladıklarınızdır; yığıp sakladıklarınızı tadın” (denilecek)

 Bu ayetler ;  Müslümanların Kenz Stokçuluğuna karşı  net bir tavır koyarken 40’ ta bir zekata sığınmakta neyin nesi olmaktadır.  Bugün Amerika, İsviçre bankalarında 80- 100 milyar dolarları bulunan sözde Şeriatçı liderleri bu hadis ve ayetler ilgilendirmiyor mu…  Hacetlerini  giderdikleri tuvaletlerine kadar altın kaplatan, saraylarını, malikanelerini, cariyelerle dolduran altın ve gümüş kaplamalı  onlarca yat ve uçak satın alan Arap Kralları, şatafat ve savurganlığı ile gündemden düşmezlerken, sözde namaz kılmayanları kırbaçlatıp, başını açanlara ceza veriyor ve bunu da İslam adına yaptıklarını anlatarak deşifre edip kibir kulesi oluşturuyorlar. Oysa ki;  Cenabı Allah İsra suresi 27. Ayette: ‘’Saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir, şeytan ise Allah’a nankörlük edendir’’ diyor.

  Her yıl çoğu çocuk olmak üzere Afrika’da Somali’de 200 bin insan açlıktan ölürken, bu şatafat tiryakisi soytarılara 40’ta 1 Zekat mı düşüyor. Ensar dediğimiz  Suriye’den gelen insanlar çöplerden yemek toplarken,  İslam Coğrafyası’nda yaşayan toplumların büyük bir bölümü 1 ekmek 1 bardak su için ülkelerini terk ederek gruplar halinde okyanusların ortasında gemilerde istifli olarak ‘’açız’’ diye haykırırken, onlara kimsenin sahip çıkmadığı bilindiği halde Kenz stokçusu milyonlarca sözde zengin dindara  40’ta 1 zekat mı düşmektedir.

   Kimse kimseyi kandırmasın … 4 Halifeden sonra İslam’ın nehri tersine akıtılarak eski sisteme dönülmüştür. Hz Peygamber, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali bu gün yaşasaydı acaba 40’ta bir zekat mı toplarlardı. Hz. Peygamber, Ebubekir, Ömer, Ali neden çocuklarına servet bırakmayarak her şeylerini sıfırlayarak bu dünyadan göç ettiler, Neden Hz. Ebubekir zekat vermeyenlere savaş açtı.

İşte Ebu Bekir’in Savaşı

2. Halife Hz. Ebubekir 2 yıl 4 aylık halifelik döneminin bir yılını dinden dönenlerle savaş halinde geçirdi. Dinden dönmenin en önemli gerekçesi ise sadece Zekat vermemekti. O mübarek halife Hazreti Ebu Bekir de, “Zekâtı bundan böyle devlete vermeyeceklerini” bildirerek isyan eden kabileleri askerî kuvvet göndermek suretiyle hizaya getirdi. Hazreti Ebu Bekir’in sözü meşhurdur:

“Vallahi onlar Hazreti Peygamber’e zekât olarak vermekte oldukları keçilerin değil kendilerini, yularlarını dahi vermeyecek olsalar, onun için bile savaş açarım!”

Nitekim 11 ordu hazırlayarak 1 yıl boyunca zekat vermeyenler için savaştı. Dinden dönen Kureyş, Hazreç, Evs ve birkaç kabile hariç o kadar çok kabile vardı ki, neredeyse Arap Yarımadası’nın yarıdan fazlası zekat için direnip kan döktüler. Şöyle diyorlardı; ‘’Namazı kılarız yani ritüelleri yerine getiririz lakin asla zekatı vermeyiz’’ Ebu Bekir’in taviz vermeden duruşu sayesinde on binlerce insan tekrar zekatı vermek zorunda kaldılar.

4 Halifeden sonra ise bu iş yine eski sisteme döndü. Zamanın muktedirleri,   ‘’Zekat işini halletmeliyiz diyerek’’  4 halife  zamanındaki zekatla ilgili tüm Mushafları, evrakları ortadan kaldırarak zenginleri korumaya başladılar. 40 ta 1 diye bir şey uydurarak Kapitalizmin temelini attılar. Yani 39’unu zengin yiyerek sömürecek  geriye kalan  1 ile kölelik devam edecek. Bu iddialarını da üstelik sünnete dayandırdılar.

Halbu ki Kur’an’ı baştan sona okuduğunuzda 40’ta 1 diye bir ifadeye rastlayamazsınız. Aksine Kur’an, Bakara Suresi 219. Ayette peygamberine seslenerek  derki; ‘’ Sana neyi infak (bağış)yapacağını   sorarlar de ki, ihtiyaçtan fazlasını

Ayrıca Tevbe Suresi 103. Ayette de ; Müminlerin mallarından zekât al ki, onunla kendilerini temizlemiş, mallarına bereket vermiş olursun. Bir de onlara dua et; çünkü senin duan, onlar için bir rahatlık ve huzurdur.

GÜNÜMÜZ MÜSLÜMANLARININ DURUMUNU İSE ŞU AYET ÇOK İYİ ANLATMAKTADIR 

Bedeviler, dedi ki: “İman ettik  De ki: “Siz iman etmediniz; ancak “İslâm (Müslüman veya teslim) olduk deyin İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Rasulü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.  (Hucurat 14)

   Medine civarında bazı bedevi Arap  kabileleri Hz. Peygambere gelerek iman ettiklerini söylemişlerdi.  Lakin Cenab-ı Allah’ta peygamberini bu ayetle uyarmıştır. Müfessirler, zamanın kıtlık zamanı olduğuna vurgu yaparak, sadaka ve ganimetlerden faydalanmak için bu kabilelerin İslam’a girdiğin i söyler. Bazı müfessirlerde, Peygamberin çok güçlendiğini, devletini kurduğunu ifade ederek çok sayıda bedevi Arap Kabilelerinin korkudan teslim olduklarını beyan eder.

Bu Bedevi Arap kabileleri  acziyetini  vurgulayarak,  ‘’biz filan oğulları, filan oğulları gibi diyerek sana savaş açmadık, ağırlık ve ailelerimizle geldik’’  ifadelerini kullanarak , geç de gelseler kendilerini bağışlatmak istiyorlardı. Bedevi Kabilelerinin ilk gelenleri arasında Beni Esed İbn-i Huzeyme Kabilesi bulunuyordu.

   Özetle iktidar gücü ve ganimetten pay alabilmek için insanoğlu peygamberin karşısında bile menfaat için eğilip bükülüyordu. Tıpkı günümüzde olduğu gibi insanların iktidar ve para için nasıl savrulduklarını, fırıldak gibi 360 derece döndüklerini, ilke ve ideallerini terk ettiklerini, bu ayet ne güzel anlatmaktadır. Hal böyle iken bu toplumda acaba ne kadar gerçek manada iman etmiş insan var? Bana göre bu iman; zekatla, vermekle para ve altınla test edilmelidir.

 Kanımca istisnalar hariç Müslümanların  tamamına yakını sadece teslim oldu. Ve atalarından, dedelerinden, babalarından miras kalan ‘’İslam’’ sadece bir isim olarak anılmaktadır. Tıpkı Ebu Bekir’e dedikleri gibi; ‘’namazı kılar, orucu tutar, mevlitlerde, kandil gecelerinde Kur’an okur, mezarlık ziyaretleri yapar, Vakko eşarplarımızla saçımızın bir tek telini göstermez, 7 yıldızlı otellerde hac ve umremizi yapar, ara sıra 40’ta 1 sadaka veririz….Ağzımıza da  bir damla içki koymayız…  Lakin zekatı ise asla vermeyiz… Açız diye bağıranları ise, Allah doyursun, onlardan bize ne

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • MEVLÜT BEY’İ NEDEN DESTEKLİYORUZ

    27 Mart 2024 Köşe Yazıları

    31 Mart Yerel yani belediye seçimlerine 3 beş gün kala elbette görüşümü açıklamak zorunda olup net tavır sergilemek durumundayım. Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin Bey’in seçim çalışmalarını yakından takip eden bir kardeşiniz olarak birkaç cümle yazmak istedim . En dikkatimi çeken çalışmalardan biri mahallerde gerçekleştirdiği  ‘’Söz Siz’de’’  programlarıdır. Oldukça ilginin olduğu ve vatandaşların cesurca hasbihal ettiği bu söyleşilerde,  dikkatimi çeken şu sözleri buraya da almak istedim. Ne dediler?  Kağ...
  • BİLİM VE İNSAN

    26 Mart 2024 Köşe Yazıları

    İnsan oğlu, yaşadığı dünyaya, ilim vasıtası ile, iyiye, güzele ve mükemmele ulaşmak için gönderilmiştir. İnsanı, diğer varlıklardan ayıran yegane özelliği, düşünme özelliğidir. Öne geçiren de aynı özelliktir. İnsanlığın tamamı, yaratılışından bu güne kadar, ilim vesilesi ile gelişmiş ve ilerlemiştir. Ferdi ve içtimai olarak, geleceği kavramak, bilgi toplumu olmakla mümkündür. Küreselleşmiş dünyaya uyum sağlamak, ilim sayesinde mümkün olacaktır. Bir çok batılı ülkeler, icraatlarda ve keşiflerde ilerleme sağlamış ise, ilim sayesinde olmuştur....
  • KAĞITHANE SEÇİMLERİ FORMALİTE Mİ ?

    04 Mart 2024 Köşe Yazıları

     Kısmet olursa  başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan  mübarek Ramazan Ayı’na giriyoruz. İnşallah bu mübarek  ay, mazlum coğrafyalarda inim inim inleyen kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olur. İslam Coğrafyası, Ramazan coşkusu yaşarken bizler Türkiye’de 2 heyecanı birlikte hissedeceğiz. Elbette Ramazan’la birlikte manevi iklimimiz zirveye çıkacak. Beden terbiyemizin yanı sıra paylaşma, yardımlaşma ve kaynaşma ibadetlerimizden    inşallah Rabbim razı gelir. Bu konularda Ramaza...
  • ENERJİDE BİR İYİ HABER DAHA

    03 Şubat 2024 Köşe Yazıları

    Türkiye olarak Bizde bu hidrojen konusunda çalışma başlattık ama Japon’lar devreye sokmuş bile. Hem de otomobile uygulamasında seri üretime kadar getirmişler. Elektrikli otomobiller yolları doldurmaya hızla devam ederken,HİDROJEN yakıtlı otomobiller de devreye sokuluyor.Enerjide çeşitlilik dengeli şekilde artıyor. Enerjide üç tane olmazsa olmaz düstur vardır. 1-Enerjide çeşitlilik 2-Enerjide verimlilik 3-Enerjide tasarruf Son zamanlarda dünyada ve ülkemizde enerjide çeşitlilik prensibi içine giren çalışmalar ve buluşlar hız k...