Son Dakika
Kağıthane’de Filistinli iş insanına silahlı saldırı: 1 ölü, 2 yaralı…
Kağıthane’de husumetlisini başından vurarak ağır yaralayan şahıs tutuklandı
Kağıthane’de uyuşturucu operasyonu: 1 gözaltı
Kağıthane’de 13 Katlı Bina da Yangın
Kağıthane’de seyir halindeyken alev alan motosikete vatandaşlar müdahale etti
Kağıthane’de Kız Kardeşine Tepki Gösteren Komşuya Bıçaklı Saldırı
Mübarek Ramazan Ayı’na girerken İrtidat savaşları ve zekat konusuna değinmek istiyorum. Günümüz Müslümanları Zekatı önemsemeyerek çok basitleştirmiş, neredeyse Kenz Stokçuluğu yaparak malını çeşitli hilelerle zekat vermekten kaçırmaktadır. Halbu ki Kur’an’ın büyük bir bölümünün mesajı ve emri, paylaşmak ve vermekle ilgilidir. Onun için Hz Peygamber; ‘’komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’’ diyerek olaya son noktayı koymuştur.
Tevbe Suresi 34-35 Ayette Altını ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azapla müjdele! Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) “İşte bu, kendiniz için yığıp sakladıklarınızdır; yığıp sakladıklarınızı tadın” (denilecek)
Bu ayetler ; Müslümanların Kenz Stokçuluğuna karşı net bir tavır koyarken 40’ ta bir zekata sığınmakta neyin nesi olmaktadır. Bugün Amerika, İsviçre bankalarında 80- 100 milyar dolarları bulunan sözde Şeriatçı liderleri bu hadis ve ayetler ilgilendirmiyor mu… Hacetlerini giderdikleri tuvaletlerine kadar altın kaplatan, saraylarını, malikanelerini, cariyelerle dolduran altın ve gümüş kaplamalı onlarca yat ve uçak satın alan Arap Kralları, şatafat ve savurganlığı ile gündemden düşmezlerken, sözde namaz kılmayanları kırbaçlatıp, başını açanlara ceza veriyor ve bunu da İslam adına yaptıklarını anlatarak deşifre edip kibir kulesi oluşturuyorlar. Oysa ki; Cenabı Allah İsra suresi 27. Ayette: ‘’Saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir, şeytan ise Allah’a nankörlük edendir’’ diyor.
Her yıl çoğu çocuk olmak üzere Afrika’da Somali’de 200 bin insan açlıktan ölürken, bu şatafat tiryakisi soytarılara 40’ta 1 Zekat mı düşüyor. Ensar dediğimiz Suriye’den gelen insanlar çöplerden yemek toplarken, İslam Coğrafyası’nda yaşayan toplumların büyük bir bölümü 1 ekmek 1 bardak su için ülkelerini terk ederek gruplar halinde okyanusların ortasında gemilerde istifli olarak ‘’açız’’ diye haykırırken, onlara kimsenin sahip çıkmadığı bilindiği halde Kenz stokçusu milyonlarca sözde zengin dindara 40’ta 1 zekat mı düşmektedir.
Kimse kimseyi kandırmasın … 4 Halifeden sonra İslam’ın nehri tersine akıtılarak eski sisteme dönülmüştür. Hz Peygamber, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali bu gün yaşasaydı acaba 40’ta bir zekat mı toplarlardı. Hz. Peygamber, Ebubekir, Ömer, Ali neden çocuklarına servet bırakmayarak her şeylerini sıfırlayarak bu dünyadan göç ettiler, Neden Hz. Ebubekir zekat vermeyenlere savaş açtı.
İşte Ebu Bekir’in Savaşı
2. Halife Hz. Ebubekir 2 yıl 4 aylık halifelik döneminin bir yılını dinden dönenlerle savaş halinde geçirdi. Dinden dönmenin en önemli gerekçesi ise sadece Zekat vermemekti. O mübarek halife Hazreti Ebu Bekir de, “Zekâtı bundan böyle devlete vermeyeceklerini” bildirerek isyan eden kabileleri askerî kuvvet göndermek suretiyle hizaya getirdi. Hazreti Ebu Bekir’in sözü meşhurdur:
“Vallahi onlar Hazreti Peygamber’e zekât olarak vermekte oldukları keçilerin değil kendilerini, yularlarını dahi vermeyecek olsalar, onun için bile savaş açarım!”
Nitekim 11 ordu hazırlayarak 1 yıl boyunca zekat vermeyenler için savaştı. Dinden dönen Kureyş, Hazreç, Evs ve birkaç kabile hariç o kadar çok kabile vardı ki, neredeyse Arap Yarımadası’nın yarıdan fazlası zekat için direnip kan döktüler. Şöyle diyorlardı; ‘’Namazı kılarız yani ritüelleri yerine getiririz lakin asla zekatı vermeyiz’’ Ebu Bekir’in taviz vermeden duruşu sayesinde on binlerce insan tekrar zekatı vermek zorunda kaldılar.
4 Halifeden sonra ise bu iş yine eski sisteme döndü. Zamanın muktedirleri, ‘’Zekat işini halletmeliyiz diyerek’’ 4 halife zamanındaki zekatla ilgili tüm Mushafları, evrakları ortadan kaldırarak zenginleri korumaya başladılar. 40 ta 1 diye bir şey uydurarak Kapitalizmin temelini attılar. Yani 39’unu zengin yiyerek sömürecek geriye kalan 1 ile kölelik devam edecek. Bu iddialarını da üstelik sünnete dayandırdılar.
Halbu ki Kur’an’ı baştan sona okuduğunuzda 40’ta 1 diye bir ifadeye rastlayamazsınız. Aksine Kur’an, Bakara Suresi 219. Ayette peygamberine seslenerek derki; ‘’ Sana neyi infak (bağış)yapacağını sorarlar de ki, ihtiyaçtan fazlasını
Ayrıca Tevbe Suresi 103. Ayette de ; Müminlerin mallarından zekât al ki, onunla kendilerini temizlemiş, mallarına bereket vermiş olursun. Bir de onlara dua et; çünkü senin duan, onlar için bir rahatlık ve huzurdur.
GÜNÜMÜZ MÜSLÜMANLARININ DURUMUNU İSE ŞU AYET ÇOK İYİ ANLATMAKTADIR
Bedeviler, dedi ki: “İman ettik De ki: “Siz iman etmediniz; ancak “İslâm (Müslüman veya teslim) olduk deyin İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Rasulü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Hucurat 14)
Medine civarında bazı bedevi Arap kabileleri Hz. Peygambere gelerek iman ettiklerini söylemişlerdi. Lakin Cenab-ı Allah’ta peygamberini bu ayetle uyarmıştır. Müfessirler, zamanın kıtlık zamanı olduğuna vurgu yaparak, sadaka ve ganimetlerden faydalanmak için bu kabilelerin İslam’a girdiğin i söyler. Bazı müfessirlerde, Peygamberin çok güçlendiğini, devletini kurduğunu ifade ederek çok sayıda bedevi Arap Kabilelerinin korkudan teslim olduklarını beyan eder.
Bu Bedevi Arap kabileleri acziyetini vurgulayarak, ‘’biz filan oğulları, filan oğulları gibi diyerek sana savaş açmadık, ağırlık ve ailelerimizle geldik’’ ifadelerini kullanarak , geç de gelseler kendilerini bağışlatmak istiyorlardı. Bedevi Kabilelerinin ilk gelenleri arasında Beni Esed İbn-i Huzeyme Kabilesi bulunuyordu.
Özetle iktidar gücü ve ganimetten pay alabilmek için insanoğlu peygamberin karşısında bile menfaat için eğilip bükülüyordu. Tıpkı günümüzde olduğu gibi insanların iktidar ve para için nasıl savrulduklarını, fırıldak gibi 360 derece döndüklerini, ilke ve ideallerini terk ettiklerini, bu ayet ne güzel anlatmaktadır. Hal böyle iken bu toplumda acaba ne kadar gerçek manada iman etmiş insan var? Bana göre bu iman; zekatla, vermekle para ve altınla test edilmelidir.
Kanımca istisnalar hariç Müslümanların tamamına yakını sadece teslim oldu. Ve atalarından, dedelerinden, babalarından miras kalan ‘’İslam’’ sadece bir isim olarak anılmaktadır. Tıpkı Ebu Bekir’e dedikleri gibi; ‘’namazı kılar, orucu tutar, mevlitlerde, kandil gecelerinde Kur’an okur, mezarlık ziyaretleri yapar, Vakko eşarplarımızla saçımızın bir tek telini göstermez, 7 yıldızlı otellerde hac ve umremizi yapar, ara sıra 40’ta 1 sadaka veririz….Ağzımıza da bir damla içki koymayız… Lakin zekatı ise asla vermeyiz… Açız diye bağıranları ise, Allah doyursun, onlardan bize ne
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
06 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
05 Ağustos 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları
24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları