logo

Ramazan; İğne, Sakız, Ruj Anlatmak mıdır?

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Mübarek Ramazan Ayına girdik …. Televizyonlar, gazeteler özetle  medya, Ramazan programlarıyla dolu. Sözde manevi bir hava estirilmek isteniyor. Ramazanı dört gözle bekleyen İlahiyatçı bir kısım  medya soytarıları, konuştukça konuşuyorlar. Kısacası 1 ay boyunca hem kasalarını  dolduruyor  hem  de şöhretlerini tazeliyorlar. Ülkenin merkez medyası bile onların tekeline girdi. Esasen Ramazanı da   anlattıkları yok..  Bolca menkıbe anlatıp yıllardır sorulan klasik detaylara cevap veriyorlar. Bunları anlatırken de büyük servet sahibi oluyorlar. Yani menkıbe anlatmanın, sakız çiğnemenin, iğne vurulmanın,denize girmenin orucu bozup bozmadığından bahset, al milyonları …  Allahın dinini anlatan yok .. Bolca sahabi hikayeleri  anlatıyorlar.. Kur’an’dan bahseden pek az.

   Birileri de çıkmış fazla oruç tutulduğundan, saatlere uyulmadığından bahsederek kendine bir yol tutmuş öyle mücadele ediyor ki, tam bir komedi .. İşte Türkiye’deki ilahiyatçıların durumu bu… Sahura 1 saat erken kalksan ne olur, geç kalksan ne olur be adam, senin başka işin yok mu? Birazda açlardan aç açıklardan bahset.

   Oysaki Oruç’un özü açlıkla imtihandır. Açların hatırlanması bu alandaki sınırların sınıfların kaldırılmasıdır. Bu ay paylaşma yardımlaşma kardeşlik ikliminin yerine getirilmesi insanların eşitlenmesi için bir tatbikat ayıdır. Yani fiiliyat ayıdır. Menkıbe anlatarak cukka doldurup Allah’ın dinini satma, paraya çevirme ayı değildir. Türkiye’de ve tüm İslam aleminde oruç’un nasıl tutulacağı herkes tarafından bilinir… Hem de en iyi bilinen bir ritüel ibadetidir. Hal böyle olunca bu bir kısım soytarıları dinlemenin hiçbir mantığı yoktur.

 Bu ayda eline ağzına beline sahip çıkacaksın . 30 gün boyunca  Sahura kalkıp iftara kadar hiçbir şey yiyip içmeyeceksin. Bol miktarda infak edip hayır hasenat yapıp, açları bulup doyuracaksın. Tevazulu sofralarda nefsinle baş başa kalıp bolca ibadet edeceksin

 İğne vurulmak, sakız çiğnemek, denize girmek, gibi yıllar yılı tekrarlanan nakaratlar için de bu bir kısım din tacirlerine   iki menkıbe anlattı diye 500-600 bin lira verilmez ki. Yazık o paralara…. O paralar, açların açıkların  haklarıdır. Din anlatıyoruz diye halkı manipüle eden, dini afyonlaştıran, adeta din ticareti yapan bu adamlar her platformda kınanmalıdır.

  Kur’an da Bakara Suresi’nde Ramazan ve oruç açıkça ayetlerle anlatılmaktadır.Türkiye Müslümanlarının en büyük eksikliği maalesef Kur’an okumamaktır. Bu tip adamalara pirim verilmesidir.

    Türkiye Müslümanları öyle bir noktaya geldi ki; bu tip adamlar sayesinde Muhammed’in dini yerine Muaviye’nin dinini tercih etmeye başladılar. Beklide böylesi işlerine geliyordu. Yani Kur’an dini değil, öteki din

BİZİMKİLER İĞNE SAKIZ ANLATIRKEN, COĞRAFYAMIZDA

MÜSLÜMANLAR BİR BİRİNİ BOĞAZLIYOR

Ramazan iklimine girdik sözde. Ama İslam toplumlarına baktığımızda  coğrafya fazlasıyla kanlı,fazlasıyla kavgalı, fazlasıyla yoksul, fazlasıyla umutsuz.

Açlık sefalet diz boyu… Müslüman müslüman’ı küfürle itham ediyor. Ardından da kafa koparıp top oynanıyor. Üstelik bu olaylar Mübarek Ramazan Ayı’nda gerçekleşiyor. İslam Coğrafyası’ndan özellikle Ortadoğu’dan kaçan kaçana … Açlık sefalet, gözyaşları ırmak oldu. Caddeler sokaklar açların nefes kokularıyla yel oldu. Her bir tarafımız açlık çığlıklarıyla feryada dönüştü. Biz onlara Suriyeli, Iraklı  Nijeryalı dilenciler diyoruz.

Hani Müslümanlar kardeşti…. Hani komşusu aç iken tok yatan bizden değildi.

Hal bu iken, bizim bazı soytarılar iğne, sakız, ruj anlatmaya devam ederek çuka dolduruyor bizde onların karşısında iki büklüm durarak hocam diye iltifat ediyoruz

 Doğrusu yazık hepimize.

Ramazan Ayının, aç açıkların doymasına, eşitlenerek yüzlerinin gülmesine, neden olmasını temenni ediyorum

Ramazan iğne sakız ruj anlatmakmı’dır?

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...