Son Dakika
Kağıthane’de Freni Boşalan Araç Kaza Yaptı
Kağıthane’de 74 Yaşındaki Emekli Dolandırıldı
Kağıthane’de Bilgisayar Dolandırıcıları Yakalandı
Kağıthane’de Polislere Saldırı
Kağıthane’de Filistinli iş insanına silahlı saldırı: 1 ölü, 2 yaralı…
Kağıthane’de husumetlisini başından vurarak ağır yaralayan şahıs tutuklandı
Haziran seçimlerinin sonucunu gördüğümüzde hemen hepimiz hükümet kurulsa da ülkedeki kutuplaşma ve ayrışma sona erse diye düşünmüştük. Hiç fark etmezdi ister MHP, İsterse CHP olsun, illa da bu iş olsun koalisyonla istikrar sağlansın demiştik. Ben de dahil toplumun yarıya yakını, Ak Parti’nin önemli siyasetçileri ve bakanları da dahil CHP ile koalisyon yapılmasının ülkeyi rahatlatacağını söylüyordu. İş dünyası, yabancı sermaye, toplum elitleri vs.vs. böyle istiyorlardı.
Hatta siyasi partilerin; Ak Parti de dahil tamamı sonucun değişmeyeceğini 1 Kasımda da aynı ve benzer sonuçların çıkacağını dillendiriyorlardı. Son hafta bile tek başına iktidarın bıçak sırtında olduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu’ydu. Ak Partililerin en iyimserleri bile yüzde 43-44 ten bahsediyordu. Doğrusu bendenizde 42-43 bandında bekliyordum. Bu öngörümü de topluma sağıma, soluma, etrafıma bakarak analiz ediyordum. Ama millette derin bir sessizlik olduğunu görüyordum.
Seçim sonuçlandıktan sonra elbette sallayanlar çok oldu. Neredeyse herkes sonuçları bilmiş gibi iki yüzlülük örneği göstererek caka satıyorlardı… Erbakan Hoca’nın ifadesiyle,’’ Hadi Oradan’’ demekle yetiniyorum.
Hiçbirimiz bilemedik, hepimiz ters köşeye yattık, anket şirketlerinin tamamı iflas etti. Politikacılar, aydınlar, enteller, gazeteciler herkes yanıldı. Yanılabilir ayıp ta değil ama ben kıvıranlara hayretle bakıyorum.
Bir Usta El, Her Şeyi Değiştirdi
Batılılar siyaset sihirbazı diyorlar biz siyaset ustası diyelim. O kişi toplumu öyle tanıyordu ki yine bizleri yanılttı. O kazandı ve bildi. İktidarını paylaşmak istemedi, surda bir gedik açmadı. 1 Haziran sonunda sonuçları görür görmez kararını vermişti. Kaldı ki adını da kendisi koydu .. ‘’Tekrar seçim.’’ Toplum bu sözü de benimseyerek tartışmaya başladı .. Önce pratik atraksiyonlar yaparak Baykal ve Türkeş’le muhalefet partilerini karıştırdı. Ardından ittifakı dağıtarak onları meclis başkanlığının yanına bile yanaştırmadı… Zaten iş orada kopmuş, ittifakı birbirine düşürmüş sıra onları oyalayarak yemeye gelmişti.
Kaldı ki Teşkilat, medya, kamu, STK, iş dünyası gibi zinde örgütlenmelerde arkasındaydı.. Seçim takvimi başlarken 236’ya yakın isimi de çizmiş geçmiş dönemdeki tecrübeli ekibini sahneye koymuştu. Bütün televizyon ekranları bangır bangır istikrasızlığın ve koalisyon kurmanın olumsuzluklarından bahsediyordu … Ekonomi de ki gelgitler, halkı tedirgin ederken Ak Parti’nin istikrarsızlık söylemleri de önemli bir unsur haline geliyordu.
Her Şey Ak Parti’nin lehine gelişirken arazinin tek hakimi de AK Parti’ydi. Diğer partiler cılız çıkışlarıyla kimsenin anlamadığı, yıllardır ağızlarında sakız ettikleri entel cümleler kurarak demode olmuş sözlerden dem vuruyorlardı … Halka dokunamıyorlardı … Türk halkının oportünist düşündüğünü akıllarına bile getiremiyorlardı. Halkın gündeminde ise iş, aş terör korkusu, ekmek ve istikrar vardı. Halk, muhalefete bir kez şans verdi ama artık güvenememişti .. Kaldı ki muhalefette 5 ay boyunca topluma sadece beceriksizlik eylemi ve söylemi sundu … Muhalefetin teşkilatları bitkin ve yorgun düşmüştü. Üst kademe seçim kampanyası dahi yapamazken, bu yorgunluk haliyle teşkilatlara ve parti tabanlarına da yansıdı.
Geniş halk yığınları muhalefetin bu durumunu beceriksizliğini, görünce İktidara ve muktedirliğe doğru tekrar hücum etti.
Mevcut kazanımlarını kaybetmek istemeyen toplum, İktidarın fiziki anlamda hayatı rahatlatan yaptığı işleri zaten takdir ediyor , sosyal proje ve yoksullukla ilgili sorunlarında ancak Ak Partiyle çözülebileceğine inanıyordu.
Kaldı ki CHP’ nin geçmiş yıllara dayanan muhafazakar kitle üzerindeki olumsuzluklarını, Ak Parti Kadroları, bu gün olmuş gibi iyi dillendiriyor, belleklerde tekrar yer edindiriyordu … Yani CHP’nin yüzde 25-27 bandını geçmeyeceği iyice tescillenmişti.
MHP ise Etnik kutuplaşmanın dışına çıkamıyor, devletin bölünmez bütünlüğünü haklı olarak vurguluyor PKK terör örgütünü sürekli olarak güncelliyor, kırmızı ve diğer çizgilerin öneminden bahsediyordu. Lakin halk bu söylemden anlamadığı gibi MHP’yi Beşiktaş taraftar grubu ‘’Çarşı’’ ile özdeşleştirerek veto ediyordu. MHP’nin üst kurmay gurubu süreci iyi yönetemedikleri gibi inandırıcıda olamadılar. Bana göre başarısızlığın sebebi ne adaylar, ne teşkilatlar ne de parti tabanıdır. Ayrıca; ortada MHP’nin istediği, söylemi ve eylemi yerine getiren terörle çok ciddi mücadele eden bir Ak Parti vardı.
HDP ise 7 Haziran seçim öncesi Türkiyelileşme ve barış vaatleriyle epeyce merkeze gelerek sevimli bir hal almıştı. Medya desteği de alan HDP, maalesef 1 Kasım seçiminde ortada kaldı. PKK ile bağını koparma riskine giremedi … Ayrıca PKK’ nın da kumpasına gelerek perişan oldu … Parti içi bütünlüğünü de sağlayamayan HDP, Ak Parti ve MHP’ salvolarıyla terör örgütüyle özleşti, ayrıştırılarak yenilenen eski imajını yitirdi
Özetle Ak Parti 13 yıldır hükümette değilmiş gibi sanki muhalefet partileri iktidarlarmış gibi bir seçim stratejisi izleyerek muhalefeti köşeye sıkıştırıp tasfiye etti. Propaganda süresince Muhalefetin beceriksizlikleri , iç çalkantıları konuşuldu.
Seçmen katılımı, geçersiz oyların çok aza indirilmesi, teşkilatların iyi çalışması, ekonomik yeni vaatler, toplumun istikrar beklentisi, ekonomideki kötü gidiş, terör korkusu, yeni vitrinle seçime gitme gibi
yüzlerce maddelik bir analiz yapar detaylandırabilirdik … Ama bu olumsuzlukları gören, halkı iyi tanıyan usta el Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha 2 Haziranda seçimleri kazanmıştı. Bu muhalefet sayesinde
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
12 Eylül 2024 Köşe Yazıları
22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
06 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
05 Ağustos 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları