logo

Bize Dinden Bahset Be Hoca

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Ramazan Ayı münasebeti ile hemen hemen tüm Televizyon kanallarında, akşam ve sahur vakitlerinde dini sohbetler dinleme imkanı buluyoruz.Ramazan’ın manevi iklimi normal sosyal hayatın içerisinde hissedilmezken bu ayın Ramazan olduğu belli bile değil …. Sağıma, soluma, etrafıma baktığım zaman oruç tutan kimseleri görmediğim gibi, oruç tutanlara saygı bile kalmamış… Kaldı ki oruç tutan kaç kişi var ? Zannediyorum bu oran marjinal kategorisi içerisinde yerini almıştır.

Hal böyle olunca, insanın aklına şu demode olmuş klasik cümle gelmektedir. ‘’Nerede O Eski Ramazanlar’’ Evet eski Ramazanların manevi iklimini hiç olmazsa televizyon kanallarında oynatılan animasyonlardan yad edebiliyoruz.

   Dini sohbetlere gelince, yine bildik isimler ekranları kapatarak bir tekel oluşturmuşlar … Aldıkları 500 – 600 bin lira gibi uçuk paralarla halkımıza yine menkıbe anlatıp, şırınga vurarak uyuşturuculuk görevlerini yerine getiriyorlar. Bol miktarda, sahabe ve tasavvuf ehlinin önemli isimlerinden menkıbeler anlatarak,  halkımıza duygu seli verip ağlatıyorlar.

  Yani ortada din, Kur’an yoktur. Yine Arabesk  yine  Arabesk… Ramazan paylaşım ve yardımlaşma ayı olmasına rağmen, tutulan oruçların aç insanların halini anlamak için bir ders niteliği taşımasına rağmen, açların, yoksulların  İslam Coğrafyası’nda akan oluk oluk kanların ve bu bölgedeki insanların sefaletten, vahşetten, heder edilmesinden bahseden yoktur. Adaletten paylaşımdan, yardımlaşmadan, zekat ve sadakalardan bahseden yoktur. Hz Peygamberin; ‘’komşusu aç işken tok yatan bizden değildir’’ sözünü gündeme getiren  yoktur. Hz Peygamberin Medine’de oluşturduğu kardeşlik projesinden bilgi veren yoktur.

  Din yerine, Allah yerine, sünnet yerine mezhepler tarikatlar, cemaatlerin hikmetleri anlatılarak hala bu çağda bile tıpkı fraksiyon  yarış yapılmakta, insanlar sömürülmektedir. Halbu ki,  bu gün İslam Coğrafyası’nın kan gölü haline gelmesinin müsebbibi mezhep ve tarikat tassupluğu değimlidir. Hala bu gün bu durum anlaşılamamışsa vah bizim halimize …

     Kendilerine bilge  ilahiyatçı konumuna oturtanlar, aldıkları paralar karşılığında insanlara yol gösterici, çözüm sunucu hiçbir şey sunmadıkları gibi sadece oyalayıp Allah’ın dini diye sömürge sistemini devam ettiriyorlar. Adeta Allah’ın dinini Allah’tan daha iyi biliyorlar ve Allah adına yalanlar söyleyerek  bu halkı manipüle ediyorlar. Kur’an’a göre Allah’ın emrine göre değil, bizim mezhebimize, bizim tarikatımıza bizim cemaatimize göre diyerek şirk toplumu  mühendisliği yaparak kendilerine ve geçmişte oluşturdukları sisteme biat ettirmeye devam ettiriyorlar. Ortada ne Kur’an, ne Sünnet de , peygamberin yaşamı konuşulmaktadır … Sünnetler, farzların, uyduruk hadisler de  ayetlerin  önüne geçirtilerek bu dini dinamitliyorlar

  Artık, bu efendiler, şeyhler, ağabeyler düzeni yıkılmalı yeni gençlik, İlhamını ve rehberini direk olarak Kur’an dan almalıdır. İslam coğrafyasının kurtuluşu ve esenliğe kavuşması eski algıyı terk, Yenisi ise Kur’an’la buluşma ile olur.. Kur’an tüm sorunların ilacıdır. Herkes bulunduğu yerde, konumda, sosyal hayatın içerisinde eski sistemin bekçileri ‘’din tüccarlarını’’ protesto ederek itiraz edip yerin dibine batırmalıdır. Günümüz iletişim, bilgi ve akıl çağıdır. Araştırma ve okuma çağıdır.  Bu toplum nutuk atanların oyununu bozarak eski anlayış olan, kuzu kuzu dinleme kültürünü bırakmalıdır.

 İşte, toplum  televizyonlardaki istisnalar hariç aynı adamların tekel oluşturduğu paket proğramlardan kurtulmalıdır. Bu adamlar, topluma bir şeyler verselerdi; bu gün sokaklarda Ramazan Ayı’nın iklimi;  kardeşlik, saygı, Ahlak, dayanışma, yardımlaşama, hoş görü iklimi hissedilirdi.

Bize Dinden Bahset Be Hoca

 Artık hemen herkes bize ne anlatıyorsun Hoca! diyerek haykırmalı …  Sus artık  bize; kıldan- tüyden bahsetme, bize midye yemek hara mı mekruh mu safsatalarını anlatmayı. boya, kına sürmek caiz mi değil mi  gibi boş işlerle uğraştırmayı,  bize ritüellerden mezarlıklardan, mevlit ve kandillerden bahsetmeyi, bizi  kandırmayın  diyerek azar ve ayar çekilmelidir.

   Bize adaleti, kaynaşmayı, yardımlaşmayı, emaneti ehlime vermeyi, istişareyi, şirk bataklığını, Allah’tan başkasına tapılmayacağını, kul hakkını, hırsızlık yapan kadın ve erkeklerin ellerini kesin ayetini anlat. Bize, peygamberini dahi uyararak ‘’emaneti ehline teslim et’’ ayetini anlat.

Bize, Kureyş’in en zengini Ebu Bekir’in köle Bilal ile nasıl eşitlendiğini,  servetini nasıl sıfırlayarak bu dünyadan eli boş göçtüğünü anlat. Bize Ümeyye Oğullarına;  ‘’bu servetin yarıdan çoğu sizin elinizde, Vallahi; bu serveti alıp halka dağıtacağım’’ diyerek tehdit savuran sonra da Medine’nin Derin Devleti’nin Kodamanları tarafından şehit edilen Ömer’i anlat. Bize kardeşi Akil’e, ‘’hazineden sana bir kuruş veremem bekle maaşımı alayım, yardımcı olurum’’ diyen Ali’yi anlat. Bize, gece yatağa aç girip, sabah kılıcını kuşanmayıp sokağa fırlamayan adamın aklına şaşarım diyen  peygamberin en yakın arkadaşlarından ilk 6 müslüman’dan  Ebuze Giffari’yi anlat … Bize, Altını ve gümüşü biriktirenler, böğürlerinden, sırtlarından, göğüslerinden dağlanacaklardır, hadi biriktirdiklerinizi tadın bakıyım diyen servet stokçularını ateşle müjdeleyen Tevbe suresindeki ayetten bahset. Peygamberine seslenerek sana neyi infak edecekler diye sorarlar, de ki, ihtiyaçtan fazlasını…  Zekat’ın  40’ta bir olmadığını, 40’ta 1’in kapitalist sömürgeciliğin sözde Müslümancasının devamı olduğunu anlatan ve çürüten Bakara Suresindeki ayeti anlat. Bize, yalanın, talanın, iftiranın, dedikodunun, fitnenin hükümlerini anlat. Bize Kur’an’ı  anlat …

    Bize tarihten kesitler sunacaksan, kıssalardan, destanlaşan hikayelerden, şahsiyetlerden  bahsedeceksen ölürken arkalarında sadece 1 kap,1 tabak 1, tencere bırakan, özgür toplumlar bırakan  müminlerin Anası Hatice’yi İslam’ın sancaktarı, Selahattin Eyyubi’yi, bilge lider Aliye İzzet Begoviç’i, son yüzyılın sade yaşayan devrimci lideri, İmam Humeyni’yi anlat.  Bize  muhteşem insan, tüm dünya nimetlerini ve makamlarını elinin tersiyle iten ‘’Toy sizin av benim olsun’’ diyen  Süleyman Şah’ın oğlu Ertuğrul Gazi’yi anlat.

Bize Kur’an ve sünneti anlat.

Bize, menkıbelerden değil, dinden bahset be hoca

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • MEYVE AĞACI

    12 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Herhangi bir sohbet esnasında veya görüşmelerde, mecazi ve ya gerçek anlamda ifade edilen, meyve veren ağaç taşlanır sözleri; bize, bazı olmaması gereken tutumları hatırlatır. Bu ifadeler, olumsuzluk örnekleri olduğu gibi, hazımsızlığın da bir işareti gibidir. Meyve veren ağaç niye taşlanır, taşlanmasa olmaz mı. O, meyve ağacının meyve verecek çiçeği niye koparılır, koparılmasa olmaz mı. O ağacın dalı niye kırılır. O, meyve veren ağaca, zarar vermek yerine, ihtiyacı olan su ve toprakla beslense, bakımı yapılarak; meyvesinden, ağ...
  • ADAM OLMAK

    22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    Hani bir deyim vardır ya. Adam ol adam.  Evet, adam olmak gerekir.  Hem de, adam gibi adam.             Adamlık, para ile satın alınmıyor. Pazarı yok. Fiyat belirlenemiyor. Satın alacak maddi güç de yok. Bazen, kişilikler ve şerefler satılmış olsa da. Her insan; doğduğunda, adam gibi doğar. Nerede doğacağını bilemez,Nerede doğacağına karar verecek durumda hiç değil. Seçeneği de yok zaten. Doğuda mı, batıda mı, kuzeyde mi, güneyde mi, Java Adası’nda mı. Seçenek yok. Zenci ...
  • KATI YAKIT OLARAK PELET NEDİR?

    06 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    PELLET (PELET)YAKITI                                                                                        &...
  • EL YAPIMI KÂĞIT ATÖLYESİ ÇOCUKLARI AĞIRLAMAYA DEVAM EDİYOR

    05 Ağustos 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kâğıthane Belediyesi bünyesinde hizmet veren El Yapımı Kâğıt Atölyesi’nde el yapımı kâğıtçılık yaşatılmaya devam ediyor. Atölyeye gelen çocuklar atık kumaşların geri dönüştürülmesiyle farklı tür ve renkte kâğıtlar elde ediyorlar. Çocuklar El Yapımı Kağıt Atölyesi'nde hem kâğıdın binlerce yıllık tarihini hem de çevreye zarar vermeden geri dönüşüm gibi doğal yöntemlerle, kâğıt yapımını öğreniyorlar. El Yapımı Kâğıt Atölyesi’nde kâğıtlar tamamen doğal malzemelerden üretiliyor. Atık pamuk, ipek, keten, yumurta kolileri, gazete kâğıtl...