Son Dakika
Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur
Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.
‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana kavuştu. Yıllarca Refah ve Fazilet partilerinde seçim koordinasyon merkezi başkanlığı yaptım. Eyüp kardeşim de bu konularda bana çok yardımcı olur çalışmalarımıza renk katardı . O’ na doçentim lakabı takmıştım. Eyüp kardeşim de bu ifademden çok mutlu olurdu. Genç yaşta bizleri bırakarak gitmesi hepimizi çok üzdü. Allah ondan razı olsun, rahmetiyle muamele eylesin
Pandemi döneminde de çok arkadaşımızı kaybettik … Birlikte çalıştığımız arkadaşların neredeyse yarısı bu dünyadan göçüp gitti. Ama dünyanın fani, sadece bir imtihan ve kısa bir oyun alanı olduğunu bir türlü hazmedemiyoruz. Aşık Veysel’e sormuşlar… ‘üstad dünyadan ne anladın?’ Say ki bir pazar yeri dolaştım.
Üç metre bez aldım, gidiyorum Gözünü açıyorsun’doğdu’ Gözünü kapatıyorsun’ öldü’ diyorlar.
İşte bu göz kırpışa ömür’ diyorlar.. Ne güzel özetlemiş Veysel… İşte dünya yaşamı tam da böyle bir şey.
Ezcümle:
Yarın dünyanın ne olacağı asla belli olmuyor … İnsanoğlunun da yarın ne yapacağından kimse haberdar olamıyor, kestiremiyor. 6 Şubat 2023’ öncesi Güneydoğu günlük gülistanlık huzur dolu bir bölgeydi. 6 Şubatta ise 11 ili kapsayan o güzel bölge yerle bir oldu yaklaşık resmi rakamlara göre 55 bin insan hayatını yitirdi. İnsanlar soğuktan enkaz altında donarak öldü . Bu asrın felaketiydi… Elbette Allah’ın hikmetidir deyip teselli olmaya çalıştık.
GEBERECEKSİNİZ … SAKLANACAK DELİK BULAMAYAAKSINIZ
7 Ekim’den önce Gazze, huzur dolu bir kentti. 7 Ekimden sonra cehennemi yaşattılar. İnsanlar, kendi dünya hayatlarını mütevazi bir şekilde sürdürüyordu. Güzelim yurtları ateşe çevirdiler. Yüreklerimiz dağlanmaya devam ediyor. 20 Bin çocuğu toplamda 50 biden fazla kardeşimizi şehit ettiler, hunharca, yakarak, yıkarak, bombalayarak lime lime ederek unutulmayacak izler bırakarak… Hala vahşete devam ediyorlar. Akıl, vicdan, mantık bu zulme dur diyemiyor. Herkes sadece bir film gibi seyrediyor.
Ama Ey İsrail! Bu yaptığınız zulüm bitişinizin habercisi … Çöküyorsunuz, ekonomik olarak tükeniyorsunuz … Ülkenizi terk ederek kaçmaya başladınız. Toplumunuzun yarısı psikolojik tedavi görüyor. İnsanlık kin ve nefretle sizin batışınızı sabırsızlıkla bekliyor. Doğudan batıya, Güneyden kuzeye tüm vicdanlara nefretiniz nakış nakış işleniyor. Gebereceksiniz… Çok yakın zamanda Kur’an tabiriyle saklanacak, çalı arkası veya bir delik dahi bulamayacaksınız.
Bitiyorsunuz ! Yeryüzünde dolaşamayacak gasp ettiğiniz topraklarda esaret içerisinde birbirinizi yiyerek öleceksiniz. Adalet sahibi Allah’ım sizin için mutlak imha planını geç te olsa hazırlayacak helak edecektir. Çünkü İnsanlık tarihi boyunca hiçbir gün, gün yüzü görmediniz yine öyle olacaktır.
Bizlere gelince: servet yığma, kariyer yapma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan, evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. İstisnalar hariç hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken, hırslarımızın esiri olmuş debelenip duruyoruz. Önümüzde bu kadar vahşetler varken, kardeşlerimiz dünyanın her yerinde katliamlara maruz kalırken ders almıyor, ders çıkarmıyoruz. Adeta Müslümancılık oyunlarını oynamaya devam ediyoruz. Halbuki 3 günlük dünyada ‘’HİÇ’’lik mücadelesi versek ne olur. Kaybetmeyiz, kazanırız.
Bir söz vardır: ‘’insanı ağzından giren değil, ağzından çıkan kirletir. Maalesef istisnalar hariç o kadar kirliyiz ki; kapılmışız dünyanın cazibelerine her şeyi mübah görüp kalpleri kırmayı istikrarlı hale getirmişiz. İftira yalan, dolan, dedikodu, sömürü, vazgeçilmez yaşam biçimimiz olmuş. Hz. Kur’an ve Hz. Peygamber; ‘’Mal, mülk ve oğullar dünya hayatının süsüdür’’ diyor … Kalıcı olan iyilik, güzellik, doğruluk, ise Rabbinin katında çok değerlidir ümit var olmak içinde yeter sebeptir demesine rağmen Lakin ümit var olamıyoruz. Rızkın sahibi benim, benim garantim altındasınız diyen Allah’a inanıyormuş gibi yapıyor, dünyalık tapınaklara tüm benliğimizle bağlanıyoruz.
Velhasıl :
Üstünlük sadece takvadadır … Herkesin ham maddesi aynıdır. Allah, herkesi eşit yaratmıştır. Ve bu dünya da herkesin anlatacak bir hikayesi vardır. Adaletli davranarak insanlara değer vermek, sınıfsal imtiyazları ortadan kaldırmak, fakiri, yoksulu gözeterek paylaşmak, yardımlaşmak, mütevazi bir hayat yaşayarak ömrümüzü tamamlamak temel doktrinimiz olmalıdır. Allah’ın kabul ettiği insan da budur. Mezarlıklar vazgeçilmez diye anılan insanlarla doludur. Hepsi toprağın altında eşitlenmiş hesap gününü beklemektedir.
Paylaşmak, Yardımlaşmak, Kaynaşmak Dileğiyle Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları
05 Ekim 2024 Köşe Yazıları