logo

YAHUDLİK HİRİSTİYANLIK TAHRİF EDİLDİ DE YA İSLAM

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Ali Şeraiti der ki; peygamberler dinsizliğe karşı değil, hep mevcut dinlere karşı ortaya çıkmıştır. Nitekim Hazreti Muhammet’e  peygamberlik gelmeden önce de Mekke’de insanlar dini ritüellerini icra ediyordu. Kabe de Hac Farizasını yerine getirirken hacılara su dağıtma yarışına giriyorlardı….    Amaçları sevap elde etmekti. İbrahim’in dininden olduklarını söyleyip  namaz kılıyor,  oruç tutuyorlardı.

    Şu halde;   Hz. Muhammed,  bu insanlar  oruç tutmuyor,  namaz kılmıyor,  hacca gitmiyor  yeter artık  dini ritüeller yerine gelsin  diye mi   peygamber olarak görevlendirildi. Asla değil… Peygamberler hep insanlığın vahşet içerisinde olduğu ezilenlerin çoğaldığı. Adaletin tesis edilemediği azgınlığın sapıklığın arttığı, insanlığın köleleştiği, azınlık marjinal grupların milyonları köleleştirerek sözde kendilerine göre hukuk oluşturduğu dönemlerde gelmişlerdir.

    İslam öncesi Mekke’de de durum aynı değimliydi.  İnsanlar, Mekke’nin zengin sömürgeci çetelerinin eline geçmesin diye daha kızlarını bebe yaşlarında katlederek diri- diri toprağa gömmediler mi…  Mekke’de köle pazarları  yokmuydu? Mekke’ye gelen hacıların  para ve hediyeleri aynı gruplar tarafından iç edilip  paylaşılıyordu.  Faiz,  tefecilik, ,zina,  fuhuş,  insan ticareti, açlık sefalet zulüm işkence zirveye çıkmış,  insanlar ilahi adalet,eşitlik hakça paylaşım, Allahın nimetlerinden eşitçe paylaşmak için bekliyorlardı. İşte zulmün doruğa çıktığı noktada bir umut ışığı olarak Hz. Muhammed elçi olarak gönderildi.

     Hz.İbrahim, Musa,  İsa  hep Firavun’un dinine karşı mücadele etmedi mi. İlahlık  taslayan ya da kendilerini Allahın elçisi sayan Firavunlar, kendi sömürgeci zulüm  düzenlerini kurarak halkı sadece yarı tok karın tokluğuna çalıştırarak inim    inletmediler mi.  O peygamberler tek İlah’ın Allah olduğunu Mülkün sahibinin Firavunlar değil Allahın olduğunu ,herkesin bu nimetlerden eşitçe  hak sahibi olacağını  anlatarak mücadele etmediler mi

        Hal böyleyken; tüm peygamberlerin ve dinlerin geliş nedenleri Hak, hukuk, adaletin tesisi, eşit paylaşım, kimsenin kimseden üstün olamayacağının tek yetkili ve yaratıcının Allah olduğunu bildirmek ve hayatı adil bir sekil de tesis etmek içindir. İşte tüm dünya da olduğu gibi sorun buradadır. Dinler sadece ritüellere hapsedilerek yaşam alanından çıkarılmıştır. O dinin Anayasası  Kur’an ise,  ta Emeviler’in Muaviye’nin  başa geçmesiyle de rafa kaldırılmıştır.

                        TÜRKİYE’DEKİ  DİN ALGISI  NASILDIR:

İslam dini denilince toplumda şu algı söz konusudur. Camiler mabetler hocalar, müftüler, ilahiyatcılar, namaz, abdest, oruç, sadaka, mevlit kandilleri, Cuma ve bayram namazları ve vaizleri, sakal, şalvar cüppe, sarık, tarikat, şeyh, mezarlık ziyaretleri ve okunan kuran ve ilahiler vs. Bunları yaptığınız zaman Cenneti garanti altına alıyorsunuz. Halk dilinde şöyle bir söz vardır  Hiristiyanlık ve Yahudlik tahrip ya da tahrif edilmiş yani değiştirilmiştir. Elbette doğrudur. Ama o halk,  kendi dinin değiştirilerek tahrif edildiğini anlayamaz. Sadece ritüellere,  ibadetlere hapsedildiğinin farkında olmaz. Elbette ibadetler yapılacaktır. İbadetler dinin direği değil gereğidir.Dinin direği  adalet ve haktır. Neden Cenab’ı Hak diyoruz Neden Allah,  kul hakkıyla karşıma gelmeyin demektedir. Neden Peygamber, ‘komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ demektedir.

    Neden bu dinde özellikle Türk Dini’nde adalet, paylaşım eşitçe dağıtım imtiyazlıların sorunları, yoksulluk, yolsuzluk, açlık susuzluk, sokak çocuklar zinalar, fuhuş, terör talan, Gettolaşan Şehirler, rant, evleri barkları ellerinden alınanlar, sürgün edilenler Kamu Malı talancıları, İmtiyazlılar,Servet transferleri, zam, zulüm, artan boşanmalar dağılan aileler, şiddet gören kadınlar annesini babasını  50 lira için kesen gençler açlık ve yoksulluk sınırı altında inleyen milyonlar neden yoktur. Neden bu dinde edebiyat, sanat spor olmaz. Bunları mabetlerde verilen vaaz ve nasihatlarda duyamazsınız, duydurmazlar. Çünkü dün olduğu gibi şimdikilerde imtiyazlarını kaybetmek istemiyorlar şekil şema işleriyle uğraşarak sistemin yani Ritüel dininin devamından yanalar.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • MEYVE AĞACI

    12 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Herhangi bir sohbet esnasında veya görüşmelerde, mecazi ve ya gerçek anlamda ifade edilen, meyve veren ağaç taşlanır sözleri; bize, bazı olmaması gereken tutumları hatırlatır. Bu ifadeler, olumsuzluk örnekleri olduğu gibi, hazımsızlığın da bir işareti gibidir. Meyve veren ağaç niye taşlanır, taşlanmasa olmaz mı. O, meyve ağacının meyve verecek çiçeği niye koparılır, koparılmasa olmaz mı. O ağacın dalı niye kırılır. O, meyve veren ağaca, zarar vermek yerine, ihtiyacı olan su ve toprakla beslense, bakımı yapılarak; meyvesinden, ağ...
  • ADAM OLMAK

    22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    Hani bir deyim vardır ya. Adam ol adam.  Evet, adam olmak gerekir.  Hem de, adam gibi adam.             Adamlık, para ile satın alınmıyor. Pazarı yok. Fiyat belirlenemiyor. Satın alacak maddi güç de yok. Bazen, kişilikler ve şerefler satılmış olsa da. Her insan; doğduğunda, adam gibi doğar. Nerede doğacağını bilemez,Nerede doğacağına karar verecek durumda hiç değil. Seçeneği de yok zaten. Doğuda mı, batıda mı, kuzeyde mi, güneyde mi, Java Adası’nda mı. Seçenek yok. Zenci ...
  • KATI YAKIT OLARAK PELET NEDİR?

    06 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    PELLET (PELET)YAKITI                                                                                        &...
  • EL YAPIMI KÂĞIT ATÖLYESİ ÇOCUKLARI AĞIRLAMAYA DEVAM EDİYOR

    05 Ağustos 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kâğıthane Belediyesi bünyesinde hizmet veren El Yapımı Kâğıt Atölyesi’nde el yapımı kâğıtçılık yaşatılmaya devam ediyor. Atölyeye gelen çocuklar atık kumaşların geri dönüştürülmesiyle farklı tür ve renkte kâğıtlar elde ediyorlar. Çocuklar El Yapımı Kağıt Atölyesi'nde hem kâğıdın binlerce yıllık tarihini hem de çevreye zarar vermeden geri dönüşüm gibi doğal yöntemlerle, kâğıt yapımını öğreniyorlar. El Yapımı Kâğıt Atölyesi’nde kâğıtlar tamamen doğal malzemelerden üretiliyor. Atık pamuk, ipek, keten, yumurta kolileri, gazete kâğıtl...