logo

SOSYAL MEDYA ÇAĞINDA ÖĞRETMEN KALABİLMEK

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com


Tarihin tozlu sayfaları matbaa, otomobil, diliş makinesi televizyon vb. yüzlerce yeni buluşun insanların hayatına girmesi ile bu araçlara karşı olanların oluşturduğu tepki ve mücadelelerle doludur. Her yeni buluş sonrası meydana gelen geleneksel tepki bu günlerde sosyal medya için gösterilmektedir.

Sosyal medya günümüzde eğitimden sağlığa, ticaretten tarıma, haberleşmeden iletişime hayatın her alanında kendine vazgeçilemez bir yer edinmiştir. Bireyler uyku için ayırdıkları zamandan daha fazlasını sosyal medyada geçirmektedirler. Sosyal medyanın gün geçtikçe artan önemi ve etkisi, özellikle okul çağı gençliği üzerinde kendini göstermektedir.Bu bakımdan başta Millî Eğitim Bakanlığının, eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin ve bu kurumların yöneticilerinin sosyal medya eğitim ilişkisini tüm yönleri ile değerlendirmek durumundadırlar.

Öğretmenlerin muhatap oldukları kesim olan öğrenciler (Z kuşağı), sosyal ağları yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Bu sebeple; eğitimcilerin hem mesleki gelişimleri için hem de eğitim-öğretim faaliyetlerinde sosyal medyayı kullanması giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Yeni nesiller cep telefonu, bilgisayar, tablet, video oyunları, dijital müzik çalar vb. teknolojilerin içinde doğup, anadilini öğrenir gibi bu araçları öğrenerek kullanan “dijital yerlilerden” oluştuğundan, eğitimcilerin teknoloji dilini tam olarak kullanamasa da bu teknolojilerin diline hâkim olması bir gereklilik olarak durmaktadır.

Sosyal medyaya, ulaşımın ücretsiz ve kullanımının kolay olması, eğitim faaliyetleri için önemli fırsatlar sunmaktadır. Yapılan araştırmalar, sosyal medyanın eğitimde kullanılmasının öğrencilerin motivasyonunu arttıracağı, öğrencileri sosyalleştir eceği, ders ortamlarını zenginleştireceği, öğrencilerin düşünce dünyasını geliştireceği yönündedir. Eğitim kurumlarının, özellikle covid-19 salgını döneminde uzaktan eğitim uygulamalarına geçmesi, öğretmenlerin ve okul müdürlerinin sosyal medyanın eğitimde kullanımına yönelik bakış açısı üzerinde önemli etkileri olmuştur. Zoom, EBA gibi kanallardan eş zamanlı ders işlenirken,Whatsapp vb. sosyal medya uygulamaları ile ödev takibi, eğitsel içerik paylaşımları yapılmıştır. Bu dönemde okul, adeta sosyal medya platformlarına taşınmıştır.

Öğrencilerin sosyal medyayı çoğunlukla vakit geçirmek, eğlenmek, paylaşım ve yorum yapmak, oyun oynamak, araştırma yapmak, sosyal ağlar kurmak için kullanırken öğretmenler ise eğitimsel paylaşımlar yapmak, meslektaşları ile iletişim kurmak, öğrencilerine ödev vermek amacı ile kullanmaktadırlar. Öğrencilerin ilgisi sosyal medyayı eğitim, öğretim, araştırma faaliyetlerini desteklemek amacıyla kullanmak üzere kanalize edilebilirse eğitimde büyük başarılar yakalanabilir.

Birçok faydası olmasına rağmen sosyal medyanın bazı olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Şiddet, cinsellik, gerçek veya doğru olmayan haber, bilgi ve uygunsuz içerikler sosyal medyada rahatlıkla yer bulabilmektedir. Doğruluğu teyit edilmemiş bu bilgi ve haberler ile kitleler yönlendirilmektedir. Ayrıca sosyal medyadaki bilgi yoğunluğu doğru bilgiye ulaşmada sıkıntılar doğurmaktadır. Bunun yanında cep telefonu, tablet ve bilgisayar üzerinde çalışmak zorunda olan kişilerin, çalışma yoğunluğuna bağlı olarak iş ve yaşam dengesi bozulabilmektedir. Öğrenciler açısından bağımlılık yapıcı etkisi yukarıda belirtilen etkiler ile birleşince, özellikle ergenlik dönemindeki gençler için kişilik bozukluklarına varan tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Olumsuz örneklerin etkisi ile öğrenciler şiddete meyilli, çevresindeki olumsuzluklara duyarsız, saygısız, ham hayalci olabilmekte kendine başı bozuk bir özgürlük alanı yaratmaktadır.

Eğitim-öğretim açısından sosyal medya en çok öğretmenlik mesleğini tehdit etmektedir. Sosyal medya dedikodu için uygun bir zemin olduğundan, öğretmenler hakkında asılsız ve haksız ithamlar yapılabilmektedir. Öğretmenlerin paylaşımlarına yanlış anlamlar yüklenebilmekte, yazdıkları yorumlar başka anlamlara çekilip öğretmeni yıpratmak amacı ile kullanılmaktadır. Yine öğretenler sosyal medyada ders veren öğretmenlerle karşılaştırılarak öğretmenin yetersiz olduğu ile ilgili söylentiler çıkarılmakladır. Sosyal medyanın eğitim-öğretim faaliyetleri içeresinde fazla yer alması öğretmenlerde bıkkınlık ve tükenmişliğe yol açmaktadır. Öğretmenler, sosyal medyadan etkilenen öğrencilerin zorbalıklarına maruz kalabilmektedir. Diğer yandan sosyal medyanın eş zamanlı olarak çok kişiye ulaşmaya olanak vermesi ileride öğretmen istihdamını tehdit edebilir boyutlara taşıyabilir.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...