logo

SENDEN GİDİYORUM

Derya Deniz Dinç

Derya Deniz Dinç
ddinc@windowslive.com


Kaç gece oldu uyumayalı saymıyorum artık… Gündüzleri bir şekilde geçiyor da geceleri aydınlatacak gözlerin yok artık. Gitmeye karar verdiğim de sebebini asla anlamayacağını biliyordum. Tam da bu sebeple hiçbir açıklama yapma gereği duymadım. Zira haftalardır kendimi anlatmaya, yüreğimdekini sana açmaya çabaladım durdum. Kızdım, öfkelendim, sustum, sabrettim. Anlayacağın aşkın bildiğim tüm lisanlarını kullandım. Anlamadın, anlayamadın. Bu senin cehaletini değil aşktan uzaklığını gösterdi bana.

      Aşık değildin ki aşkın lisanını anlayabilesin. Bana düşen yalnızca gitmekti. Gitmek zorundaydım; çünkü onuru zedelenmiş bir kadından kimseye hayır gelmezdi. En başta kendisine… Kendisinde var olmadığımı öğrendiğimde bende ki varlığına izin veremezdim. Bu şekilde devam etseydi ben artık ben değil onun olmamı istediği şekle bürünmüş olurdum. Oysa kendim olabilmek için bir ömrü feda etmişken nasıl olurda bir başkasının kalıplarının içine girebilirdim ki? Artık beni ben yapan ne varsa; onurum, gururum, şahsiyetim hepsini kendime iade ediyorum.

      Canım çok acıyor. Ama hüzün en çok aşka yakışır. Ayrılıkta aşka dairdir. Lakin yaşanan ne vardı ki adına ayrılık diyelim? Bu yalnızca bir vazgeçiş…

      Bu vazgeçiş darmadağın ediyor beni… İçimde kopan fırtınaları tarifleyecek kadar durulmadım henüz. Sahile çıkıyorum, yüksek sesle müzik dinliyor ve tek başıma yürüyorum… Öyle uzun yürüyüşler ki bunlar; ayaklarım sızlıyor. Kimden kaçıyorum ah bir bilsem. Var olmayandan kaçmak delilik ama zaten aşkta geçici delilik değil midir?

         Ben uzun yıllar hep dedim ki ’ACIYA BORCUMU ÖDEDİM’. Çok sonraları öğrendim ki ne benim ne de bir başkasının acıya borcu falan yok. Sadece acı çektikçe özgürleşiyoruz ve özgürleştikçe güçleniyoruz. Dün gece sabaha karşı hıçkırarak ağlıyordum. Ayaklarım deniz de kumlara oturmuştum dalgalar ıslatıyordu bedenimi. Kaldığım otelin sahibi kadın yaklaştı yanıma. Oturmadı ayakta durdu ve çok alçak bir sesle:

  -Geçecek, dedi

    -Biliyorum, dedim.

     Çektiğim acıyı ismimden başka bir şey bilmeyen bu kadının görmesini sorgulamadım. Kalbim avuçlarımdaydı benim; görmek isteyen bendeki her şeyi görürdü elbet…

       Mesele zaten sonsuz olması değildir acının; o an yüreğinizde yarattığı depremdir. İşte bu deprem şu an beni yerle yeksan etmiş durumda. Telefonumda kayıtlı fotoğrafına bakamadım dünden beri. Sesini çok özlemişim. Çünkü bana çok iyi geliyordu. Aslında biliyorum ki, sende bana iyi gelen ve mutlu eden ne varsa bu senin hasletin değil benim sana yüklediğimdir. Sana bunları ben yükledim ise şimdi de aynen geri alacağım. Bir gün sana demiştim ki; ’çok yoruyorsun beni’. Muhtemeldir ki ne dediğimi dahi anlamadın. Ama yoruldum işte. Çok yordun beni. Şimdi bana düşen sana gelen tüm yolları tersten yürümektir.

      Aşka kendini kapatan bir adam ile olunmaz, olunmamalı. Çünkü özlediğin gibi özleyemez, baktığın gibi bakamaz, heyecanlandığın gibi heyecanlanamaz… Yani yaşanacak ne varsa her şey tek olur. Ben iken biz olmayı başaramayanlar ise aşkı değil sadece kafalarında yarattıklarını yaşarlar. Ben aşka koşmak istiyorum, aşkın peşinden koşmak değil… Yakamozların ışıltısı gözlerimi kamaştırıyor ve düşünüyorum; ben sensizliğe ağlayamam. Çünkü ben zaten hep sensizdim. Neden bu kadar acı içinde kalbim? Cevabı çok basit… Her gidiş sancılıdır, her gidiş ardında bıraktıklarındır, anılarındır, emeklerindir, her gidiş vazgeçiştir. Ben vazgeçtiğime ağlıyorum, gidişime yanıyorum. Sen mi? Vazgeçmeden evvel de bilmiyordum; şimdi de bilmiyorum; şimdi de bilmiyorum ne hissettiğini ya da hissetmediğini…

      Beni yok sayanı içimde var etmenin haksızlığına karşı başkaldırıştır bu gidiş. Vedalar da güçlü olamıyor insan. Hele edilen vedanın kesinliğinden emin ise… Peki… Senden gidiyorum…

      Aşk ile eyvallah…

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...
  • NE OLDU BİZE

    05 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Çok önem verdiğim bir deyimi, bilginize sunarak, düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. “Geçmiş geleceğe yön verir.”  Evet, yön vermeli de. Peki, Bu nasıl olacak. Kendiliğinden veya birisinin işaretiyle değil tabi. Geçmişimizi iyi araştırmakla, inanarak incelemekle ve geçmişe saygı duyup, örnek almakla, geçmişin geleceğe yön vereceğine inanıyorum. Bizler; geçmişimizden övgü ile söz ederken, sosyal-siyasi-ticari konularda, geçmişimizden iftihar ettiğimizi, her vesile ile dile getirmişizdir. Bu kadar övgü ve iftiharla yadetmemize rağm...
  • MEYVE AĞACI

    12 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Herhangi bir sohbet esnasında veya görüşmelerde, mecazi ve ya gerçek anlamda ifade edilen, meyve veren ağaç taşlanır sözleri; bize, bazı olmaması gereken tutumları hatırlatır. Bu ifadeler, olumsuzluk örnekleri olduğu gibi, hazımsızlığın da bir işareti gibidir. Meyve veren ağaç niye taşlanır, taşlanmasa olmaz mı. O, meyve ağacının meyve verecek çiçeği niye koparılır, koparılmasa olmaz mı. O ağacın dalı niye kırılır. O, meyve veren ağaca, zarar vermek yerine, ihtiyacı olan su ve toprakla beslense, bakımı yapılarak; meyvesinden, ağ...
  • ADAM OLMAK

    22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    Hani bir deyim vardır ya. Adam ol adam.  Evet, adam olmak gerekir.  Hem de, adam gibi adam.             Adamlık, para ile satın alınmıyor. Pazarı yok. Fiyat belirlenemiyor. Satın alacak maddi güç de yok. Bazen, kişilikler ve şerefler satılmış olsa da. Her insan; doğduğunda, adam gibi doğar. Nerede doğacağını bilemez,Nerede doğacağına karar verecek durumda hiç değil. Seçeneği de yok zaten. Doğuda mı, batıda mı, kuzeyde mi, güneyde mi, Java Adası’nda mı. Seçenek yok. Zenci ...