logo

Seçimin Kaybedenleri İle Kazananları

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


24 Haziran Seçimlerini geride bıraktığımız şu günlerde değerlendirmelerin ardı arkası kesilmeyerek yerel seçimlere kadar devam edecektir. Bilindiği gibi yerel seçimlere ise sadece 9 ay kalmıştır. Politize olmuş bir toplum olarak en iyi bildiğimiz konulardan birisi elbette siyasettir. Son seçimlerde de görülmüştür ki ;  Türkiye halkı,  bilinçli bir seçmen haline gelerek oy tercihlerini yapmıştır. Hal böyle iken halk siyaset konusunda  çok ileri düzeydedir.

Durum bu iken  bana göre bu seçimin tek  ve net galibi oyların yüzde 52;5 ini alarak  yeni sisteme göre Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı seçilen  Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siyasi partilerin tamamına yakına oy kaybederken HDP geçen seçimlere göre oylarını azda olsa  artırmış,  İyi parti diye  Türkiye’nin gündemine bir parti oturmuştur.

CHP ve Ak Parti, ittifaksız oy kaybedenler arasına girerken 40  yıllık siyasi arenada olan Milliyetçi Hareket Partisi , 1 Kasımda aldığı oyları ancak koruyabilmiştir.. Elbette MHP’nin başına bir takım kendilerine göre olumsuzluklar  gelmiştir lakin İyi Parti’ye giden oylarını, Ak Parti’den alarak tolere etmiş, mevcudiyetini korumuştur.MHP tüm kamuoyu araştırmacılarını  ve hemen herkesi ters köşeye yatırmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelince; CHP,  Mevcut yüzde 25 bandında gezen oy oranından sadece 2 yada 3 puan kaybetmiştir. Kaybedilen bu oyların yarısı HDP’ye, diğer yarısı ise İyi Parti’ye akmıştır. Kurultaylar partisi CHP’yi tez zamanda bir kurultay daha beklemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde artık Muharrem İnce dönemi başlamıştır. Bu rüzgarın önünde kimse duramaz. İnce,  bana göre İlk hamlesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı  adaylığı için yapacak, İstanbul’u isteyecektir. Eğer isterse; CHP,  İnce’yi aday göstermek zorundadır. Cumhuriyet Halk Partililerin sevinecekleri ve mutlu olacakları konu ise İnce gibi  yeni  bir figüre kavuşmalarıdır. Gerçekten Muharrem İnce mükemmel bir performans göstererek başarılı olmuştur. Demirel  vari kürsü hakimiyeti ve demagoji , popülizm ustalığı ile kitleleri etkileyebilmiştir. Özetle, Cumhuriyet  Halk Partisi kaybetmiş ama İnce’yi kazanmıştır.

 Akla hemen şu soru gelebilir? İyi parti nerden doğdu, yüzde 10’u nereden buldu. İyi Parti; oylarının büyük bir bölümünü MHP’den alırken, ufak bir bölümünü CHP’den  almıştır. Çok az miktarda Ak Parti’den de oy alan İyi Parti, Fetö, Süleymancılar ve Asya Nurcu guruplarının tamamından da oy devşirdiği bilinmektedir. . Ayrıca İyi Parti’nin oy aldığı bölgelere bakıldığında eski merkez sağın blok olarak oy aldığı şimdiki CHP’nin  bölgeleridir. Yani merkez sağ,  eski  Adalet Partisi, Doğru Yol, Demokrat Parti ve sonrasında Anap’ın bölgelerinden oy toplamıştır. Bir de;  Merkez  Sağın  bir kısım oyları CHP’ ve diğer partilerde eğreti olarak duruyor,  kendilerine yer bulamıyorlardı. Özetle kendini eğreti olarak gören ve CHP ve MHP’’de yurt edinmeye çalışan ama asla kabullenilmeyen bir kısım üst düzey  eski Demokrat Partili ve Anap’lı siyasetçi ve seçmen yeni partisini bulmuş İyi Parti’de toplanmaya başlamıştır. İyi Parti’nin durduğu yer  MHP’’den de aldığı oylarla  birlikte burasıdır. Kadın ve göçmen diye ifade edilen vatandaşlarımızı da elbette göz ardı etmemiz gereklidir.

Bu seçimlerde bekleneni veremeyen diğer parti de Saadet’tir. Liderinin iyi performans göstermesine rağmen Saadet,  zıplayamamış sadece kıpırdamıştır. Milliyetçi- Muhafazakar kesimin tepkisini  alan Saadet’in  diğer ittifakta yer alması bana göre aleyhine olmuştur. Saadet, Ak Parti ile ittifak yapmış olsa Milli Görüş tabanında duygusal olarak çok daha fazla oy alarak zıplama imkanı vardı. Nasıl Milliyetçi birazda muhafazakar oylar MHP’ye gittiyse; Ak Parti’nin tabanından  yani Milli Görüş oylarından biraz Saadet’e kayabilir daha fazla vekil çıkarabilirlerdi. Neden anlaşma yapılmadı, neden ikna edilemedi o benim bildiğim ve yorum getirebileceğim mesele değildir. Ama realite budur. Saadet, Cumhur İttifakı’na girse, bundan çok daha iyi pozisyonda olurdu.

Gelelim Ak Parti’ye : Ak Parti  bir lider partisidir. Tıpkı Özal, Demirel, Menderes, Ecevit,  hatta Erbakan Hoca gibi… Hal böyle iken Tayyip Bey,  olmadan Ak Parti olmaz. Ak Parti’deki milletvekili listelerinin, teşkilat çalışmalarının ve diğer türevlerin çokta etkisi yoktur. Türkiye seçmeni  artık yan çalışma unsurlarına değil sadece liderlere bakmaktadır.  Örneğin bu seçimlerde olağan üstü çalışan teşkilatlar, Ak Parti teşkilatlarıydı. Bu çalışmaya göre çok yüksek oy almalıydı ama olmadı. Hiç teşkilatı olmayan,  6 aylık bir parti, İyi Parti yüzde 10 alabilmiştir. Günümüzde parti teşkilatları sadece psikolojik üstünlük sağlamak, sandık müşahitleri ile sandığa sahip çıkmak, cadde ve sokaklarda görsel üstünlüğü sağlamak ve moral motivasyonu temin etmek için vardır. Ayrıca miting ve benzeri organizasyonlara seçmen taşımak ve güç üstünlüğünü psikolojik olarak yakalamak için varlardır. Teşkilatlar, bu iletişim çağında ikna unsurları asla olamazlar.

 Konuya gelirsek;  Ak Parti’nin bana göre kemik oyu 40-42 arasındaki banttadır. Uzun zamandır yapılan  8-9 ’a yakın seçime bakıldığında Ak Parti,  49’ -49;5 – 47 bandına kadar çıkmış bir türlü 50’yi aşamamıştır. Sürekli buralara kadar çıkmış,  sıklıkla da 41-42 -43-44 bantlarına düşmüştür. Hatta bir ara yerel seçimlerde 38’e kadar gerilemiş Tayyip bey, sonradan toparlamıştır. Hal böyleyken 17 yıldır sıklıkla yapılan seçimlerde istikrarlı olarak 6-7-8 puan kaybetmiş tehlike ve korku halinde bu oylarını tekrar alabilmiştir.  Son 24 Haziran seçimlerinde de aynı durum yaşanmıştır. Parti’nin içerisinde yer alan Milliyetçi Muhafazakar  bir kısım oylar defalarca MHP’ye gitmiş tekrar geri dönmüştür. Oldukça kaygan olan  bu oylar,  24 Haziran’da da aynı mecraya kaymıştır. Ak Parti,  maalesef bu kaygan oyunu bir türlü kemikleştirememiş her zaman kendisini tehdit eder durumdan çıkaramamıştır. Elbette bu dilimden küçük parçalar CHP hariç başka partilere de kaymıştır.

Sonuçta; Bu  seçimin tek galibi 17 yıldır kazanan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan  olmuş,  Muharrem İnce yolunu açmış,Türk siyaseti yeni bir parti kazanmış, HDP ise daha çok Kürt oylarını domine ederek baraj üstü istikrarını korumuştur. Ancak bunca yıla rağmen Ak Parti’nin 42;5 altına düşmeyerek zirvedeki yerini koruması Türk Siyaset tarihinde görülmemiş bir gerçektir.  Ben böyle düşünüyorum.

Esenlikler dilerim

            CEMİL ÖĞÜTCÜ / 25- 6- 2018 Pazartesi

.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...
  • NE OLDU BİZE

    05 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Çok önem verdiğim bir deyimi, bilginize sunarak, düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. “Geçmiş geleceğe yön verir.”  Evet, yön vermeli de. Peki, Bu nasıl olacak. Kendiliğinden veya birisinin işaretiyle değil tabi. Geçmişimizi iyi araştırmakla, inanarak incelemekle ve geçmişe saygı duyup, örnek almakla, geçmişin geleceğe yön vereceğine inanıyorum. Bizler; geçmişimizden övgü ile söz ederken, sosyal-siyasi-ticari konularda, geçmişimizden iftihar ettiğimizi, her vesile ile dile getirmişizdir. Bu kadar övgü ve iftiharla yadetmemize rağm...
  • MEYVE AĞACI

    12 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Herhangi bir sohbet esnasında veya görüşmelerde, mecazi ve ya gerçek anlamda ifade edilen, meyve veren ağaç taşlanır sözleri; bize, bazı olmaması gereken tutumları hatırlatır. Bu ifadeler, olumsuzluk örnekleri olduğu gibi, hazımsızlığın da bir işareti gibidir. Meyve veren ağaç niye taşlanır, taşlanmasa olmaz mı. O, meyve ağacının meyve verecek çiçeği niye koparılır, koparılmasa olmaz mı. O ağacın dalı niye kırılır. O, meyve veren ağaca, zarar vermek yerine, ihtiyacı olan su ve toprakla beslense, bakımı yapılarak; meyvesinden, ağ...
  • ADAM OLMAK

    22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    Hani bir deyim vardır ya. Adam ol adam.  Evet, adam olmak gerekir.  Hem de, adam gibi adam.             Adamlık, para ile satın alınmıyor. Pazarı yok. Fiyat belirlenemiyor. Satın alacak maddi güç de yok. Bazen, kişilikler ve şerefler satılmış olsa da. Her insan; doğduğunda, adam gibi doğar. Nerede doğacağını bilemez,Nerede doğacağına karar verecek durumda hiç değil. Seçeneği de yok zaten. Doğuda mı, batıda mı, kuzeyde mi, güneyde mi, Java Adası’nda mı. Seçenek yok. Zenci ...