logo

NEREDEN NEREYE

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com

Türkiye, yüzölçümü büyüklüğüne göre dünyanın otuz yedinci ülkesi. Maden çeşitliliği bakımından dünyada onuncu sırada. Genç ve dinamik nüfusu, jeopolitik konumu, tarım ürünlerinin çeşitliliği ile bütün dünyanın dikkatini çeken ve kıskandıran bir ülke.

Son yıllarda ülkemizin her alandaki inanılmaz gelişimini kimse inkâr edemez. Bu sebeple, Türkiye düşmanları “istemeden de olsa” maskelerini indirmek ve gerçek yüzlerini göstermek zorunda kalmışlardır. Kin ve nefret saçan söylemlerini icraata dökmekten de çekinmemektedirler. Gezi olaylarını, Kobani kalkışmasını, hendek kazma olaylarındaki destek ve dezenformasyonlarını unutmadık!

Gerçek şu ki Cumhurbaşkanımızın şahsında yaptıkları Türkiye düşmanlığıdır. İstemektedirler ki Türkiye bunların elinde şamar oğlanı olsun. Dur dediklerinde dursun, otur dediklerinde otursun.

İnsan oğlu unutkanlıkla malul.

Üç buçuk milyon Suriyelinin yükünü çektiği, Afrin Operasyonu, Fırat Kalkanı Harekatı gibi yüksek maliyetli askeri faaliyetlere giriştiği halde ekonomik verilerinde ciddi bir bozulma olmamıştır. Eski Türkiye’de bu tarz bir harekatın söylentisi bile devalüasyon demekti.

Son yıllarda olan gelişmeleri ne çabuk unuttuk. Nereden nereye geldiğimizi bir hatırlayalım;

Paramızın bol sıfırlı olduğu, son dönemlerinde neredeyse her yıl bir sıfır eklendiği, değersiz Türk Lirası yeni Türkiye’de itibarlı bir para birimi haline gelmedi mi?

2000’li yıllarda %50’lerin üzerinde  seyreden enflasyonun etkisi ile zamsız gün geçirmeyen, esnafın kepenk kapattığı, yazar kasa fırlattığı bu ülkede, enflasyon % 6,2’ye kadar inmedi mi?

İşsizliğin düştüğünü, hane halkı gelirlerinin yükseldiğini, okullaşma oranının arttığını, sınıf mevcutlarının düştüğünü, eğitimin kalitesinin arttığını kim inkar edebilir.

IMF ve Dünya Bankasından borç dilenen bir ülkeden, bu kurumlara borç verebilecek bir ülke haline geldiğimizi unutacak mısınız?

Savunma sanayinde mutlak ithalatçı bir konumdan, tankını tüfeğini kendi üreten hatta ihracat yapan bir ülke olmadık mı?Yollarımız, köprülerimiz, hava limanlarımızla ulaşımda çağ atladığımızı görmeyecek misiniz?

Hastane kuyruklarında insanların can verdiği ülkeden, son derece modern hastanelerde sağlık hizmeti veren  hatta evde sağlık hizmetleri sunan bir ülke haline geldiğimizi de mi inkâr edeceksiniz?

Memurun ev ve araba almasının hayal olduğu ülkeden evsiz ve arabasız memur kalmadığı gibi artık ikinci araba ve evin lüks olarak görülmediği bir ülke durumuna gelmedik mi?

Bütün olumsuzluklara rağmen dünyanın, milli gelire oranla, en çok mali yardım yapan, bütün dünya Müslümanlarının bel bağladığı, umudu olduğu, uluslararası arenada sözü dinlenen ve kendinden söz ettiren bir ülke haline gelişimizi unutacak mısınız?

Eski bunalımlı günleri ne de çabuk unuttuk!!!

Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu tarafından kullanılan ve 1990 yılından beri açıklanan Ülkeleri ekonomik göstergelerin yanı sıra bilgi, sağlık gibi ekonomik olmayan göstergeleri de dikkat alarak sıralayan, İnsani Gelişmişlik Endeksine göre  Türkiye 2010 yılında 187 ülke arasından 92 sırdayken, 2015 yılında 188 ülke arasından 71. sıraya yükselmişiz. Her alanda gelişen bu güzel ülkenin kimler tarafından gelişmesinin engellenmeye çalışıldığını, bunun için neler yapıldığını görmüyor musun?

Şimdi sıra sizde. Siyasi istikrarsızlığın, işsizliğin, enflasyonun olduğu eski Türkiye’yi mi yoksa her alanda gelişen büyüyen istikrarlı bir Türkiye mi?

Karar sizin.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...