logo

Neden Savaşsız, Saldırısız, Sömürüsüz, Sınıfsız ve Sınırsız Bir Dünya İnşa Edemiyoruz

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Hepimizin hammaddesi bir iken,  toprak üstünde farklı sınıflarda ve statülerde  yaşasak ta    toprak altına mezara girdiğimiz zaman hepimiz eşitlenirken, bu dünya da geçici bir kiracı konumunda olduğumuzu bilirken, neden birbirimizi incitip, kırıp ihtiraslarımızın kurbanı oluyoruz. Neden savaşıyor, saldırıyor, her türlü fırıldağı çevirerek insan ve tüm canlıların onurunu ayaklar altına alıyoruz.  İnsanın yiyeceği,  içeceği , zevkleri  ve diğer zaafları sınırlı olduğunu düşündüğünüzde  neden hala doymuyor,  depoluyor, sözüm meclisten dışarı  ‘’Domuz’’ gibi şişkinleşiyor tıpkı onun gibi yaşayarak zalimleşiyoruz. Neden makamların, koltukların, para ve şehvetin esiri olarak  yaşıyor, yalandan inanıyormuş gibi yapıyoruz. 

Neden Savaşsız, Saldırısız, Sömürüsüz, Sınıfsız ve Sınırsız bir Dünya inşa edemiyoruz. Kim için ne için ayrışıyor, kutuplaşıyor,  birbirimizle kavga ederek sürekli düşman üretiyoruz. Birilerimizin haini neden başkalarının kahramanı olmaktadır. Neden yaşatmak için değil de sürekli yok etmek için uğraş veriyoruz. Neden aşırı derece militan, taraftar olarak pozisyon alıp fikir yerine sürekli küfür üreterek birbirimizi incitmeye devam ediyoruz. Neden HZ. İnsan olduğumuzu unutarak hayvanlaşıyoruz.  Neden… Neden ?

‘’Gölgesinde Otur Ama  Yaprak Senden İncinmesin

Temizlen de Gir Mezara Toprak Senden İncinmesin’’ Diyor  merhum Abdurrahim Karakoç.

Farkında mısınız? İnsanlık Dünyaya Av Hayvanı Perspektifi İle Bakıyor

Çağın insanı kendisini kentli ve modern olarak tanımlasa da esasen ilk çağ’ın insan karakterinin çok gerisine döndüğünün farkında bile değil.

Bugün yeni ve sözde modern dünyanın insanı, eski kavimlere göre çok daha zalim, acımasız, bireysel düşünen, adaletten yoksun ve  sömürgeci … Sapıklıkta, adaletsizlikte, talanda her türlü azgınlıkta bırakınız dini ve ahlaki değerleri evrensel kuralları bile hiçe saymaktadır.

İsrafta yarış, kibir, övünme kazanmak illa da kazanmak için adeta her şeyi mubah sayarak Kapitalizm’in temel ilkelerine yerine getirirken gerçek tapınağın da  belirlemiş oluyor çağın insan. Saçıp savuranlar, özgürlük adına her türlü sapkınlığı yapan yine günümüz insanı … İstisnalar hariç acıma duygusundan yoksun, kalbi taş, adeta vahşi hayvanlara benzeyen yine günümüz insanı … Öldüren, canavarlaşan,  av hayvanları gibi gözünü kırpmadan insanları katleden yine günümüz insanı …

Bu çağın insanı ve söz de Müslüman  neden bu hale geldi? Bu sorunun cevabı bana göre çok açık; Hristiyanlar,  gerçek İncil’den Yahudiler,  Tanah ve Tevrat’tan biz Müslümanların  ise Kur’an’ı Kerim ile  aramız açıldı. Kutsal Kitapların dolayısıyla Allah’ın  bize verdiği nasihatlere kulak tıkadık. Allah’ı unutarak ya da terk ederek kendi yanlışlarımıza fetvalar vermeye başladık.

Maalesef Peygamberlerin yerlerini liderler, dinlerin yerini cemaat ve benzeri yapılanmaların anlayışları  aldı. Ve  bu durum neticesinde dünya da sorunlar yumağı çığ gibi büyümeye başladı. İnsanlık;  adalet dininden uzaklaştırılıp  sömürgeci Kapitalizm Dinine sokuldu. Dayanışma, paylaşma yardımlaşmanın  yerini bireyselcilik aldı. Kimsenin kimseyi düşünmediği,  acıların paylaşılmadığı, hislerin yok olduğu, yukarıda  bahsettiğim gibi sadece bir av hayvanı sürüsüne benzeyen bir dünya insanlığı  inşa edildi.

 İnsanlık çaresiz … Zulüm  ve çığlıklar arşa yükseldi.  Modern kölelik sıradanlaşırken Ahlaksızlık hayvansal boyutlara ulaştı.  Sözde medeni çağ diyorlar ama taş devri  bana göre aranır hale geldi. Böyle durumlarda Allah,  ‘’dünyaya peygamberler gönderiyordu. Gidin kavimlerinizi ıslah edin, adaleti tesis edip,  eşitliği sağlayın, insan onurunu koruyun’’ deniliyordu. Peygamberler tarihini okuduğunuz da bu gerçeği göreceksiniz. Başarılı olunamazsa toplumlar helak oluyordu. Bana göre Allah, belki insanlığın bugün tamamını helak etmese de  kitleler halinde imha etmeye devam ediyor. Corana Virisü’salgının da  olduğu gibi  Musibetlerini göstermeye devam ediyor Yaradan…. Ama insanlık hala farkında değil… Son peygamber, son din geldiğine göre; çözüm insanlığın kendisinde…  İnsanlık son yıllardaki musibetlere bakarak ders çıkarmak zorundadır… Aksi halde toptan kurban olarak  yok olacağız.  Ya da; neden? Sorularını sormaya devam ederek acı ve işkenceler içerisinde kendi kıyametimizi bekleyeceğiz.

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.

CEMİL ÖĞÜTCÜ

15/ 07/ 2021

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...