logo

NE OLDU BİZE

Metin Zor

Metin Zor
metinzor58@gmail.com

Çok önem verdiğim bir deyimi, bilginize sunarak, düşüncelerimi dile getirmek istiyorum.

“Geçmiş geleceğe yön verir.”  Evet, yön vermeli de. Peki, Bu nasıl olacak. Kendiliğinden veya birisinin işaretiyle değil tabi. Geçmişimizi iyi araştırmakla, inanarak incelemekle ve geçmişe saygı duyup, örnek almakla, geçmişin geleceğe yön vereceğine inanıyorum.

Bizler; geçmişimizden övgü ile söz ederken, sosyal-siyasi-ticari konularda, geçmişimizden iftihar ettiğimizi, her vesile ile dile getirmişizdir. Bu kadar övgü ve iftiharla yadetmemize rağmen, geçmişimize layık olamıyoruz. Asli görevlerimizi yerine getiremiyor, gereği gibi örnek alamıyor, geleceğimize örnek olma çabası taşımıyoruz.. 

Bu konuyu ticari yönden ele alacak olursak:  Geleceğimize, örnek ticaret yapma mirası bırakmak için, yukarıda da belirttiğimiz gibi, geçmişimizin ticari hayatını;  iyi araştırmakla, inanarak incelemekle ve geçmişimize saygı duyulmasıyla, kabullenilmesiyle, ancak gerçekleşebilecektir. Yaşadığımız dönem dahil olmak üzere, gelecek neslimize, örnek olabilecek, ticari hayatımızdan, övgü ve iftiharla söz etmeleri için, asli görevlerimizi yerine getirmek zorundayız. Bir bakıma bu konu bizlerin insanlık görevidir. Buna, yaşam ve ticaret ahlakını da ifade ve ilave edecek olursak, ticari güzelliklerin oluşmasını ve yaşanmasını sağlamak, hepimizin sorumlulukları dahilinde olmalıdır. Eğer ki,  sorumluğumuzun olmadığını veya olamayacağını düşünecek olursak, aymazlık ve bencillik etmiş oluruz ki, bu durum da, tarihimize, geçmişimize ve geleceğimize en büyük hakaret olur.  

Her şeyden önce biz insanız. Beşeriz, şaşarız. Gelişen olumsuzluklara rağmen, dürüstlükten taviz vermemeliyiz. Bireyler olarak ticari hayatımızda, inişler çıkışlar yaşanmıştır muhakkak. Geçmişimiz en iyi pusuladır. Geçmişte, ticari ahlakımız ve ticari yaşantımızda, dürüstlük hakim di.  Dürüst ticari ahlakımızdan, dürüst ticari yaşantımızdan etkilenen, başka milletten olan kişi ve kurumların tespitlerini, örnekler ile dile getirelim. 

Zamanın Londra Ticaret odasının duvarındaki panoda, “TÜRKLER İLE ALIŞ-VERİŞ YAP YANILMAZSIN.”

Hollanda Ticaret Odasının karar taplantılarında, oylama yapılırken, oy ların eşit olması halinde, Osmanlı Devleti ile ticaret yapanın oyu iki oy sayılırmış.

Diğer yandan, ticarethanelerimiz pek kilitlenmezmiş. Bu durum karşısında bile, çok az hırsızlık olayı yaşanırmış. Sokak adabımız ve medeni oluşumuz, dönemin Avrupa’lıları tarafından, imrenilerek anlatılırmış. Bu tespitleri, ünlü Fransız doktor Brayer, hatıratında uzun uzun anlatmış. Diğer yandan, yazar Comte de Marsigli, yazdığı eserlerin birinde, Türkler yerlere tükürmez, yutkunurlar demiştir. Yine, dönemin Fransız generallerinden, Comte de Bonneval, bizi şöyle tarif etmiş. “Haksızlık, murabahacılık(fazla fiyatlandırma), İnhisarcılık(tekelcilik) ve hırsızlık gibi suç olan unsurlar, TÜRK’ler arasında meçhuldur.”

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, vurgulamaya çalıştığımız güzel örnekler, yabancıların, bizlerle ilgili izlenimleridir. Dikkat edin. Beni bana değil, başkasına sor düşüncesinden hareketle ve daha objektif olması için, biz kendimizi anlatmadık. Yabancıların, izlenim ve sözlerini  aktardık.  Hal böyle iken, ticari ahlak yönünde, nasıl oluyor da, bunca olumsuzluklar, bunca rezillikler yaşanıyor. Bu sonuç, yukarıda da, ifade ettiğimiz gibi, övgü ile söz ettiğimiz, o dönemin insanlarının, yaşam tarzlarının, iyi ve yeterince, incelenmemesinden kaynaklanıyor. Geçmişimizle övünürken, O’nları örnek almadığımızdan kaynaklanıyor.

Övündüğümüz geçmişimizden ve değerlerimizden, uzaklaşmamızın bedelini ödüyoruz. Geçmişe şöyle bir bakmak ve samimi olmak gerekiyor.      

Geldiği yeri bilmeyen, gideceği yeri bilemez……

VESSELAM

Metin ZOR

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...