Son Dakika
Kağıthane’de Freni Boşalan Araç Kaza Yaptı
Kağıthane’de 74 Yaşındaki Emekli Dolandırıldı
Kağıthane’de Bilgisayar Dolandırıcıları Yakalandı
Kağıthane’de Polislere Saldırı
Kağıthane’de Filistinli iş insanına silahlı saldırı: 1 ölü, 2 yaralı…
Kağıthane’de husumetlisini başından vurarak ağır yaralayan şahıs tutuklandı
Seçimin her zaman bir kazananlar kaybedenler muhasebesi yapılır . Burada açıkça belli olan şu: AK Parti’den HDP’ye en az yüzde 6 MHP’ye yüzde 2 oy gitmiş, CHP’den de HDP’ ye az miktarda oy gitmiş Dolaysıyla AK Parti’nin bu seçimde beklediğini bulamadığı çok açık ve net . Anayasa’yı değiştirmek, başkanlık sistemi gibi bir yüksek bir çıta koyduğu için şu anki sonuç AK Parti’nin başarısızlığı olarak görülüyor.”
Lakin oyların düşüşünü sadece belli kriterlerle değerlendirmek yanlış. O kadar çok yanlışlar yapıldı ki; onlarca madde ile izah edilebilir. Bir kere: Ak Parti 2002’de kurulan eski Ak Parti değil, ya da o zamanki samimiyet, ruh, barış ve kardeşlik iklimini yayan, uzlaşmacı, hoş görülü partinin yerine bu gün kibir kuleleri oluşturan toplumu kutuplaştırarak ayrıştıran, kavgadan beslenen, insanları yoran, güç sarhoşluğu içersinde geçmişini unutan, istişare etmeyen, emaneti ehline vermeyen, hemen her platformda kendi dava evlatlarını ucuz ithamlarla tasfiye ederek bitiren bir parti söz konusu.
Bu partinin 2002 kurucularından bir elin parmağı kadar sayıda kimse kalmamış … Partinin Merkez Yürütme Kurulundan, Genel İdare Kuruluna, il ve ilçe başkanlarına kadar hepsi tavsiye edilmiş.
Parti istisnalar hariç lejyonerlere, her devrin ithal döneklerine, tek amaçları ; Masa, Kasa, Nisa olan fırıldaklara, liboşlara teslim edilmiş. Onlarda, kurulan medya platformlarında fikir yerine sadece küfür üretmişler .. . Bu hareketin geçmişi, misyonu nedir bilmedikleri içinde her saldırıyı, iftirayı mübah sayarak kendilerinden başka herkesi itibarsızlaştırarak, faydalı olduklarını sandılar… Oysa ki, geçmişte ak parti karşıtı ve düşmanı olan, mesleğini ve ömrünü fırıldaklık ve maddi çıkarlarla geçirmiş bu adamlar, toplum karşısında ve Ak Parti tabanında inandırıcı olamıyorlardı. 7 Haziran Seçiminden hemen sonra da misyonlarını tamamladıkları için bulundukları pozisyonlardan bir bir kovulmaya başladılar. Hal bu iken onlarda; yeni mevzilere doğru yer edinmeye başladılar.
Kurucu kadronun dağıtılmasının ardından devlet adamlığı tecrübesinden yoksun bir çok yeni, tecrübesiz, genç adamlardan oluşan bir tekel oluşturulması ve televizyon ekranlarının bunlara teslim edilmesi de parti için ayrı bir dezavantaj olmuştur. Akademisyen, yazar çizer adı altında sahneye sürülen ve bunlara ek olarak 3-5 genç milletvekilinin ekranlarda söz sahibi olması ve halkın,Ak Parti’yi sadece bu tiplerden dinlemesi bile partiye hiçbir şey kazandırmamıştır.
Çünkü; bunlar ekranlarda sadece nefret dilini kullanarak savaşıyor görünüyorlardı. Bu savaşları yaparken de goygoycu lukları deşifre ediliyordu. Bildik demode olmuş argümanları defalarca tekrarlayarak hiçbir yenilik, üretim yapamayan, proje geliştiremeyen, aynı kasedi tekrarlayıp duran bu tiplerin, tek argümanı Paralel Yapı ve kendilerine muhalif olan herkesi de bu yapının içerisine atmalarıydı. Parelel yapı kullanılan bir argümandı … Abartıldığı kadar bir gücü yoktu. Kendi adaylarını bile seçtiremeyen, meclise bir tek vekil gönderemeyen, hiç bir partide yer bulamayan bir yapının gücünden bahsetmek ne kadar mantıklıdır.
Ak Parti için bir başka açmaz da; geniş halk kitlelerinin ekonomik sıkıntıları unutulup, neredeyse israf ve savurganlık, partinin en önemli söylemi oldu. Halbu ki Ak Parti, 13 yıldır oylarını dar gelirli olan geniş halk kitlelerinden almaktadır. Seçimleri izlerken, öyle milletvekili adaylarına rastladım ki, 900 liralık asgari ücreti ballandıra ballandıra anlatırken hiç inandırıcı olmadığı herkes tarafından biliniyordu. Öz eleştiriden kaçınan, hep bilge adam rolünü üstlenerek tabana kibirli bakan ve sözde abi rolünü üstlenen bu sayın vekiller bile artık hiç rağbet görmüyordu.
Milletvekili listelerini geçmiş seçimlere göre iyi yapamayan Ak Parti, istisnalar hariç sıradan isimlerle seçimlere giderken nasıl olsa hep kazanıyoruz, kibirliliğinin istikrarını yine sürdürüyordu.
Savurganlık, israf, istismar, goygoculuk, ve dalkavukluk Ak Parti’nin tabandaki Teşkilatlarını da zor durumda bırakırken, bunları yapan insanların tavsiye edilerek partiden ayrıştırılmaması yüz binlerce partiliyi küstürdü. Bakara, makara diyerek 75 milyonun kutsalı ile dalga geçenlerin, 700 bin liralık saat takanların, Yüce Divan’dan kurtarılması, milletin vicdanında yer etmediği gibi zaten 60’a yakın Ak Partili vekilinde vicdan muhasebesi yapmasına neden oldu. Ak Parti misyonu ile hiç alakası olamayan bu şahısların yaptıkları yanlışlar, partinin üzerine yapıştı ve bir türlü çıkarılamadığı gibi bunların ödüllendirilmesi, sahiplenilmesi muhafazakar tabanın savunamayacağı bir duruma geldi.17- 25 Aralık’ın derin izleri kapatılamadığı gibi muhalefetin 2 yıl geçmesine rağmen unutturmaması da Ak Parti’nin halen eksi hanesinde yer almasına neden olmaktadır.
Kürt liderlerle uzlaşmacı görüntüsü, Anadolu’da ki oylarını MHP’ ye kaptıran, 27 vekili teslim eden Ak Parti, kendi içindeki biat eden Kürtleri de HDP’ye meydanlarda nefret dilini kullanmasıyla kaybetti.
Sonuçta; çok sayıda örnekler verebiliriz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Ak Parti çok iyi oy almıştır. Medya gücü, maddi imkanları, kamu kurum ve kuruluşları ile en önemlisi de teşkilatların inanılmaz fedakarlığı ile mükemmel bir seçim çalışması yapılmıştır. Ak Parti’nin bu kadar imkanı olmasa, oylar çok daha aşağılara gelebilirdi.
Ak Parti kendi iç bünyesinde elbette değerlendirme yapacaktır. Yapması gereken ise şudur. Bizim dinimizin de temel esasları olan; Adalet, istişare, emaneti ehline verme şeffaflaşma, israftan ve savurganlıktan kaçınma, tabanın sesine kulak vermektir. Barış dilini kullanarak herkesi kucaklamalıdır. Bazen devasa icraatlarınızı, yaptığınız küçük hatalar bile kapatabilir
Millete; Yeni Türkiye Değil, Eski Ak Parti Gereklidir.Yeni dönemin Ak Parti açısından çıkışa bence ancak böyle olabilir.
Esenlikler dilerim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
12 Eylül 2024 Köşe Yazıları
22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
06 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
05 Ağustos 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları