logo

MEDYANIN SOYTARILARI

Ömer Şafak

Ömer Şafak
omer@sadabadhaber.com


Kral bir gün soytarısını çağırmış ve canının patlıcan istediğini söylemiş…

Soytarı aşçılara uzun uzun patlıcanın faydalarını anlatmış… Onlarca çeşit patlıcan yemeği yaptırmış…

Ertesi gün Kral patlıcan yemekten bıkmış ve sofrada bir daha patlıcan görmek istemediğini söylemiş… 

Soytarı bu kez yine aşçıları toplamış karşısına, patlıcanın tokluk hissi vermekten başka hiçbir işe yaramadığından söz etmiş… Bir daha sarayda asla patlıcan yemeği pişirilmemesini istemiş…

Aşçıbaşı sinirlenmiş:

“Be adam daha dün patlıcanın faydalarını anlata anlata bitiremiyordun, bugün yerden yere vuruyorsun… Hangi dediğine inanalım?” 

Soytarı gülmüş:

“Siz benim söylediklerimin hangisinin doğru olduğunu tartışacağınıza ne diyorsam onu yapın… Çünkü ben patlıcanın değil, Kral’ın soytarısıyım!

Bu  hikayeyi bir gazetenin köşe yazarından aldım… Ne demek istiyorum : Ergenekon ve Balyoz davarlından  onlarca adam tahliye oldu. Gerekçe ise 5 yıllık tutukluluk sürecinden  insanların fazla yatmasıydı. Bu konulara girmek istemiyorum.

  Medya dünyasının yazar-çizer sözde kendini aydın sanan  ya da öyle takdim edilen koca koca adamların dün ile bugün 180 drece dönmesine şaşırmaktayım. Özellikle Saray Soytarısı zavallılara birkaç sözüm var ….  Kendilerini entelektüel olarak sunan, her dönemin adamları koca koca liboşların ne hale geldiklerini görmekteyim. Kendilerini Muhafazakar Demokrat olarak sunan sözde İslamcı Saray kırıntıcısı tetikçilere, yorumcu ve ‘’Alo Süleyman’’’cı gazetecilerin haline acımaktayım. Her şeyi kirletiyorlar, tüm değerleri yerle bir ederken, üç günlük dünyada şahsiyetlerini 5 paraya satıyorlar.

 Ergenekon ve Balyoz Davaları başlar başlamaz tüm ekranları kapatarak birbirleriyle yarışırcasına insanları yargılayarak  savcılık, yargıçlık görevlerini de üstlenerek sürekli ihbarlarda bulunarak kolluk gücü vazifesi de gören adamların, bugünkü durumu ne kadar iğrenç ve acı  ..

Davaların başladığı ve dalga dalga  gözaltıların yaşandığı günlerde beyinlerini kiralayan bir kısım yazar çizer takımı, Türkiye demokratikleşiyor, askeri vesayet kalkıyor yaygarası yaparken , operasyonu yapan savcıları milli kahraman ilan ediyorlardı. Ekranlar adeta mahkeme salonları gibi kullanan   bu ucube yaratıklar, sanki savcı ve hakim gibiydiler. Birde bunların baş aktörü şimdi milletvekilliği yapmakta olan şahıs,  yıllardır milleti manipüle ederek bu noktaya kilitlerken hala Ergenekon’un 1 numarasını söyleyemedi. Önce DSP’li, ardından Cemaatçi sonra da sıkı Ak Partili olan bu yalaka , son süreçte Ergenekon ve Balyozdan bahsetmemesi  dikkat çekerken bu konuda yazdığı kitapları çöpe atmak, kitapların dan kazandığı paraları  ne yapmak lazım sormak gerekmez’mi? Maalesef ondan da bu konuda  şu sıralar ses çıkmıyor, haber alınamıyor.

 Etrafa kaos ve korku salarak bu gün hain ilan ettikleri cemaatin önünde el pençe durarak yani Türkiye Naraları atan bu garip zavallılar, eski Türkiye’ye döndüklerini anlatırken bu söylemelerini kaç paraya yaptıklarını bir gün mutlaka tarih yazacaktır. Suç varsa ceza da olmalıdır.

 Muhalif olan  Hemen herkesi, Ergenekon paketinin içine atarak sorguluyor, yargılıyor, itibarsızlaştırarak linç  ediyorlardı .  Suçluyu – suçsuzu ayırt etmeden çok insana acı çektirdi bu iğrenç adamlar. Adaletin bir gün kendilerine de lazım olacağını unutarak Sarayın cazibesine kapıldılar, görmedikleri imkanlara sahip oldular. Bir anda dünyalıklarla sarhoş olan zavallılar, bu günlerde pişkin  pişkin bu davaların Avukatı olmaya  başladılar … Ama hiç inandırıcı değiller. Tıpkı basit Tahtakale dolandırıcılarına benziyorlar. 

Artık bu günlerde darbeci dedikleri Ergenekoncuları mağdur ve  kahraman olarak savunmaya başladılar. Keser döndü, sap döndü ama bunlar istikrarlı olarak dönmeye devam ediyor.

       İnsanda biraz şahsiyet, ahlak feraset ve azıcık İslam ölçüleri olur. Bunlar, münafık değil, Mürai tipleri …  Bunların ne çizgisi ,ne bilgisi ne de dünya görüşü var …  Böyle bir medya böyle bir yazar  çizer  takımı hiç görülmedi. Allah bana bunların sonunu gösterir inşallah.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÜZEL OLAN GEÇMİŞE ÖZLEM..

    24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Sevgili okurum. Bu yazımızda, geçmişte ve günümüzde yaşanılan, komşu ve komşuluk ilişkilerine değinmeye çalışacağız. Bu konuyu, hemen her zeminde vurguluyor ve geçmişe özlem duygularımızı dile getiriyoruz. Önceki yazılarımızda olduğu gibi, bir takım örnekler vererek, mevcut ve gelecek nesillere, yaşanılan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu gerçeklerden hareketle, insani görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Evet; toplum içindeysen, birlikte yaşama bilincine ulaşmış olmanız gerekiyor. Paylaşmayı bilmen gerekiyor. Saygıyı ve muhabbeti bi...
  • 20 Haziran 2024 Köşe Yazıları

    Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle,  gitmelerle dolup boşalıyor.  Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.  ‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana ...
  • YERLİ VE MİLLİ

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    YERLİ ENERJİMİZ KÖMÜR VAZGEÇİLMEZİMİZDİR Kömür konusunda bir Bilgi hatırlatması yaparak başlamak istiyorum. Ülkemizin birçok yerinde kömür yataklarımız mevcuttur. Bu kömürler genelde genç kömürler sınıfındadır. Genç ve orta linyit grubuna girmektedir. Kömürün yaşıyla alakalı olarak evreleri şöyledir. LEONARDİT-TURBA-GİTYA-GENÇ LİNYİT-ORTA LİNYİT-LİNYİT-TAŞKÖMÜRÜ (Maden kömürü)-ANTRASİT ve en son hali ELMAS’tır. Ülke olarak petrolümüz, doğalgazımız yok ama kömürümüz var. Cenab-ı Allah’ın bizlere sunduğu Kömür nimetini en iyi ve en veri...
  • YOBAZLIK VE YOZLAŞMIŞLIK.

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    İnsanoğlunu diğer yaratıklardan ayıran en önemli özelliklerden biriside geçmişini bilmesi ve ecdadıyla fikir irtibatında olması gerekliliğidir. Hal böyle iken, özellikle benliğimizi yok etmek geçmişimizden uzaklaştırmak, kültürümüzden tarihimizden yoksun bırakmak için on yıllardır senaryolar yazılmakta ve çeşitli zaman ve zeminlerde hayata geçirilmektedir. Bu muazzam çalışma iç ve dış mihrakların ortaklaşa çalışmasıyla başarı elde etmiştir. Dolayısıyla günümüzdeki giyim ve konuşma kültürü işte bu menfi çalışmaların  eseri olmuştur. ...