logo

MAVİ VATAN

Mecit Bülent Yeşil

Mecit Bülent Yeşil
mecityesil@imayinsaat.com

Aganta BurinaBurinata,

‘Ne o fenere bakıyorsun, yanmıyor mu yoksa?  dedi.

Ve o ana kadar bende beliren deniz özleyişini bilmezlikten gelerek başkalarını nasihate gönderdiği halde dayanamadı, bildiğini açığa vurdu ve bana çattı.

Bana vazifemin yanı başında kalmak ve para biriktirmek olduğunu pek kati çizgilerle belirtti. Kendisine karşı kendiliğinden gönlümden kopan şeylerin, onun tarafından ödenmesi mecburi bir borç gibi gönderilmesi bana ağır geliyordu. Düşmanım gibi demeyim fakat insan kıyafetinde koca bir yasak gibi yolumun ortasına dikilmesi, bende, onu kırıp çiğneyip geçmek arzusunu uyandırıyor ve denize hasretimi artırıyordu. Açık deniz bu gibi mecburiyetlerden masun olan hürriyetin mavi vatanı olarak gözlerimde tütüyordu.’’

Halikarnas Balıkçısının en güzel eserlerinden biri, her edebiyat  meraklısının  mutlaka okuması gereken bir başyapıt. Yazıldığı 1946 yılından beri, Ege’nin, Akdeniz’in, rüzgârla dolu yelkenlerin, aşkın, umudun, denizin nedenli önemli olduğunun ve yaşama sevincinin romanı olmuş.

Cevat Şakir; bu dizelerinde mavi vatandan bahsederken, yetmişüç yıl sonra bugünü kastetmiş değil muhakkak, ama ülkemiz dışında, bizi çevreleyen  mavi sularımızda da, bir vatan olduğunun altını, bu güzel eserde çizmiş.

TÜRKİYE’NİN MAVİ VATANI

Mavi Vatan, bir ülkenin ilan ettiği, kıyılarından 370 kilometreye kadar uzatabileceği, “Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)” olarak isimlendirilen deniz sahasıdır. Doğal olarak karşılıklı kıyılar mevcut olduğunda ilgili ülkelerin anlaşma yapması gerekmektedir. Mavi Vatan’ın dibindeki doğal kaynaklar ve içindeki balıkçılık alanları konusundaki her türlü tasarruf, ilgili ülkeye aittir.
Türkiye’nin yüzölçümü takriben 780 bin kilometrekaredir. Akdeniz ve Ege’de Mavi Vatan (MEB) ilan edilmemiştir. Sadece Karadeniz’de Haziran 1978’de Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşma sonucunda Mavi Vatan belirlenmiştir. Yapılan çeşitli tahminlere göre Türkiye’nin Mavi Vatanı 460 bin kilometrekare kadardır. Ege için Yunanistan ile 11 Kasım 1976’da “Bern Mutabakatı” imzalanmıştır. Bu Mutabakat ile Türkiye ve Yunanistan bu konuda adım atmadan önce karşılıklı görüşmelerde bulunmayı taahhüt etmiştir.
Bu çerçevede en yakıcı sorun sahası, hidrokarbon yatakları ile dolu olduğu bilinen Doğu Akdeniz havzasıdır. Yapılan hesaplamalara göre bu alandaki Mavi Vatanımız 145 bin kilometrekare kadardır. Doğu Akdeniz’deki bütün ülkeler, yaptıkları ikili, üçlü antlaşmalarla Mavi Vatan ilan etmişlerdir. Bu havzada Mavi Vatan ilan etmeyen tek ülke Türkiye’dir. Sadece Meis nedeniyle Batı dünyası Türkiye’ye 100 bin kilometrekare bedel ödetmek istemektedir. Türkiye sürekli savunma konumunda kalmaktadır. Sorun, verilecek notalarla çözülemeyecek kadar acil ve ciddidir
Doğu Akdeniz’deki mücadele giderek kızışmaktadır. Yeni kaynaklar bulundukça mücadele daha da sertleşecektir. Türkiye’nin de bu mücadeleden kaçmayacağını gösteren emareler mevcuttur. Sismik araştırmanın ötesinde deniz dibinde petrol ve doğal gaz arama yeteneğinde olan bir geminin satın alınması çok önemli bir gelişmedir. Türkiye ayrıca sık sık Deniz Kuvvetleri unsurlarını da kullanarak, başka ülkelerin tartışmalı alanlarda yapılan araştırma faaliyetlerini engellemektedir. Avrupa Birliği’nin (AB) bütün Türkiye ilerleme raporlarında, ülkemiz, Doğu Akdeniz’de haksız olarak suçlanmaktadır.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin MEB ilan etmemesi, diğer sahildar ülkeleri cesaretlendirmiş, Türkiye’nin muhtemel Mavi Vatanını da ihlal eden anlaşmalar imzalanmıştır.

Bunun doğal sonucu Mavi Vatanımıza yapılan tecavüzlerdir. Sınırları ilan edilmeyen topraklar ve sular sahipsiz sayılır! Bu nedenle konu doğrudan doğruya TBMM’nin gündemine alınmalıdır. Mesele, basit bir teknik konu, uzmanlar tartışması değil, bütün milleti ilgilendiren egemenlik konusudur. TBMM, geriye de dönük olarak sorunu masaya yatırmalıdır. Doğu Akdeniz stratejisinin başlangıç noktası MEB ilan etmektir. Bu olmazsa, araştırma gemileri satın almak, Donanma’yı kullanmak hiçbir fayda sağlamaz!

02.08.2019

Sağlıcakla…

Mecit Bülent Yeşil

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÜZEL OLAN GEÇMİŞE ÖZLEM..

    24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Sevgili okurum. Bu yazımızda, geçmişte ve günümüzde yaşanılan, komşu ve komşuluk ilişkilerine değinmeye çalışacağız. Bu konuyu, hemen her zeminde vurguluyor ve geçmişe özlem duygularımızı dile getiriyoruz. Önceki yazılarımızda olduğu gibi, bir takım örnekler vererek, mevcut ve gelecek nesillere, yaşanılan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu gerçeklerden hareketle, insani görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Evet; toplum içindeysen, birlikte yaşama bilincine ulaşmış olmanız gerekiyor. Paylaşmayı bilmen gerekiyor. Saygıyı ve muhabbeti bi...
  • 20 Haziran 2024 Köşe Yazıları

    Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle,  gitmelerle dolup boşalıyor.  Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.  ‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana ...
  • YERLİ VE MİLLİ

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    YERLİ ENERJİMİZ KÖMÜR VAZGEÇİLMEZİMİZDİR Kömür konusunda bir Bilgi hatırlatması yaparak başlamak istiyorum. Ülkemizin birçok yerinde kömür yataklarımız mevcuttur. Bu kömürler genelde genç kömürler sınıfındadır. Genç ve orta linyit grubuna girmektedir. Kömürün yaşıyla alakalı olarak evreleri şöyledir. LEONARDİT-TURBA-GİTYA-GENÇ LİNYİT-ORTA LİNYİT-LİNYİT-TAŞKÖMÜRÜ (Maden kömürü)-ANTRASİT ve en son hali ELMAS’tır. Ülke olarak petrolümüz, doğalgazımız yok ama kömürümüz var. Cenab-ı Allah’ın bizlere sunduğu Kömür nimetini en iyi ve en veri...
  • YOBAZLIK VE YOZLAŞMIŞLIK.

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    İnsanoğlunu diğer yaratıklardan ayıran en önemli özelliklerden biriside geçmişini bilmesi ve ecdadıyla fikir irtibatında olması gerekliliğidir. Hal böyle iken, özellikle benliğimizi yok etmek geçmişimizden uzaklaştırmak, kültürümüzden tarihimizden yoksun bırakmak için on yıllardır senaryolar yazılmakta ve çeşitli zaman ve zeminlerde hayata geçirilmektedir. Bu muazzam çalışma iç ve dış mihrakların ortaklaşa çalışmasıyla başarı elde etmiştir. Dolayısıyla günümüzdeki giyim ve konuşma kültürü işte bu menfi çalışmaların  eseri olmuştur. ...