logo

Kapitalizmin Devamı, Köleliğin İstikrarı İçin ‘’Züğürt’’ Zekatı mı Vereceksiniz?

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Kapitalizmin Devamı, Köleliğin İstikrarı İçin ‘’Züğürt’’  Zekatı mı  Vereceksiniz?

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan mübarek Ramazan Ayı’na girdik.  Bizleri bir kez daha Ramazan Ayı’na kavuşturan Allah’a hamt  ediyorum . Bu Ramazan’ın mazlumların, sömürülen,  ezilenlerin,  aç ve açıkların kurtuluşuna, zalimleri ise ıslah edilmesini  vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum.

Ramazan, bir yıl  içerisindeki  ayların sultanı olarak bilinir. Bu mübarek ayda manevi iklim zirveye çıkar. Zengin  Müslümanların aklına hep infak, zekat, sadaka özetle vermek gelirken, fakir- fukara ise almayı hiç olmazsa bu ayda karnının doymasını, sıcacık bir çorba içmesini bekler. Yani ;Ramazan adeta yardımlaşma, dayanışma, paylaşma , kaynaşma ayıdır. Oruç tutarken,  akşam iftar sofraları beklenirken gözleri dönen, mideleri guruldayan Müslüman, bu sebeple  açlık ve susuzluğun idrakine varır.  Genelde zekat bu ayda verilir. Allah’ın insanoğlunun  imtihan sahasında en önemsediği  ibadetlerden biri kuşkusuz Zekat ve İnfak’tır. Mümin’in, takva sahibi Müslüman’ın belirgin özellikleri arasında mutlaka infak ve cihat vardır. Kur’an’ı Kerim’in onlarca yerinde mal ve canla  mücadeleye atıfta bulunulur. Özellikle mal, imtihan alanı içerisinde çok önemli bir yer tutar. Kur’an,  hep zenginleri tehdit ederi.  Kur’an’ı en az 5 defa mealini okuyan biri olarak zekat, sadaka, infak, vermekle  ilgili yaklaşık 342 ayet çıkardım. Cenab-ı  Hak,  bu konuyu o kadar önemsiyor ki aklınız şaşıyor.  Hal böyleyken  Hz. Peygamber;  ‘’ ümmetimin imtihanı maldan olacaktır’’ demiştir. Ayrıca  ‘’komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’’ sözü ne müthiş bir kelamdır. Hz Peygamber,  vefat ettikten sonra on binlerce Müslüman Zengin;  Zekat’a karşı çıkarak Mübarek Halife Ebubekir’e ‘’ Namazı kılarız ama zekatı asla vermeyiz’’  dedikleri zaman Halife Ebubekir;  ‘’vallahi ordumu sizlerin üzerine gönderirim’’ demiş nitekim  göndermiştir. Ebu Bekir ‘’Ridde Savaşları’’ denilen diğer adıyla zekat vermeyenlerle 2 yıl savaşmıştır. Buradan da zekat’ın ne kadar önemli bir mali ibadet olduğu ortay çıkmaktadır. Durum bu iken kimse zekattan kaçamaz kaçıramaz. Bir de züğürt’ün zekatı olan 40’ta 1’in altına saklanamaz. O sadece Züğürt  zekatıdır. Yüzde 2.5 diğer anlamıyla 40’ta 1…  Anlamı;  ben 39’unu yiyip keyifle yaşayacağım fakir ise 1 ini alıp açlıkla pençeleşecek demektir. Yani bunun anlamı özetle; Kapitalizmin devamı köleliğin istikrarı için verilen zekattır. Bu bir fıkhi  yorumdur. Adamın boğazda kaç milyon dolarlık yalısı ve kaç milyonluk altında arabası, yatı katı var;  fıkha göre bir kuruş zekat vermezken, güneşin altında akşama kadar kavrularak çalışan, elleri nasır bağlamış 100 kilo domates üreten çiftçi emekçisi , yine Fıkha göre 10 kilo domatesi vermek zorundadır. Geçlim bu zekat oyunlarını …

Allah, Alimran Suresi 92.ayetinde şöyle buyurmaktadır:  Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda  harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Ne harcarsanız onu Allah hakkıyla bilir…  Bu ayet geldiğinde bakın neler oluyor:  Ensarın en zengini olan Ebû Talha, Mescid-i Nebevî’nin karşısında bulunan en çok sevdiği Beyruhâ adındaki bahçesini Allah yolunda infak etmek istemiş, Hz. Peygamber bu davranışından dolayı onu överek “gerçekte kazandıran malın bu mal olduğunu belirttikten sonra ona bahçesini akrabaları arasında taksim etmesi tavsiyesinde bulunmuş; o da bu tavsiyeyi yerine getirmiştir  Hz. Ömer’de en iyi malının Hayber’deki hissesi olduğunu söyleyerek onu Allah yolunda harcamak için ne yapması gerektiğini Hz. Peygamber’e sormuş, o da “Aslını tut, meyvesini sadaka ver” buyurmuştur. Bunun üzerine Hz. Ömer, geliri gereken yerlere harcanmak üzere o bağı vakfetmiştir Bu tür davranışlar sahâbe döneminde çokça yaşanmıştır.

Değerli dostlar, zekat ve infak etmeden kimse imtihanı kazanamaz. Elbette vermek, infak etmek çok zordur, ama cennetin anahtarı buradan geçer. Sizden öncekilerin çektiklerini çekmeden cennete mi gireceğinizi sanıyorsunuz ayeti yine Mekke’de ki yoksul ve zulme uğramış Müslümanları işaret etmektedir. Bugün Afrika’da her yıl on binlerce çocuk açlıktan ölüyorsa, Yemen’de açlıktan insanlar ağaç yapraklarını kemirerek yaşıyorlarsa, Eritre’de,  Mora’da Sudan’da, Somali’de Müslümanlar, Suuu  diye haykırıyorsa  vay bizim halimize… ‘’ Bu Kız çocukları hangi suçlarından dolayı diri diri toprağa gömüldüler diye  soran Allah, bu çocuklar neden açlıktan öldü diye bizlere sormayacak mı? Allah, nimetlerini tüm dünya insanlığına eşitçe ve herkese  yetecek kadar verdiğine göre;  Bu nimetlere ipotek koyan insanlara cezayı kesmeyecek mi? Nitekim bunu kitabında açıkça deşifre ediyor ve Tevbe Suresi 34-35 Ayeti’nde tehditkar şekilde açıklıyor; Ey iman edenler! Bilin ki Yahudi din bilginlerinin ve Hıristiyan din adamlarının birçoğu halkın mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan alıkoyarlar. Altın gümüş biriktirip Allah yolunda harcamayanları elem veren bir azapla müjdele!

 O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, böğürleri ve sırtları dağlanacak: İşte yalnız kendiniz için toplayıp sakladıklarınız; tadın şimdi biriktirip sakladıklarınızı! Denilecek.

Evet;  tadın bakıyım biriktirdikleriniz deyince Allah,  kimleri tehdit ediyor acaba? Allah, dünya’da sınıfsız, savaşsız, sınırsız bir düzen isterken insan onurunun ayaklar altına alınmasını asla istememektedir. Allah, adalet ve eşitlik isterken özellikle insan yaşamındaki refah düzeyinin açılmamasını dilemektedir. Mekkeli Müslümanlar,  Medine’ye göç ettiklerinde hiç bir şeyleri olmayan Muhacirlere ev sahipleri Medinelilerin her şeylerini ortak ettikleri model İslam Modelidir. Orada ki paylaşım ve kardeşlik projesi,  vermenin ne kadar  önemli olduğunu göstermektedir. Nitekim Nahl Suresi 71. Ayet  ne kadar güzel açıklamış  nimetteki paylaşım ve eşitliği;  Allah kiminize kiminizden daha fazla rızık verdi. Ama kendilerine fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilerle paylaşıp da onları bu hususta kendileriyle eşit hale getirmeye yanaşmıyorlar. Peki onlar Allah’ın nimetini inkâr etmiş olmuyorlar mı?

Değerli dostlarım; benzer ayetler Kur’an da çok sıkça geçmektedir. İnfak ve zekat yani vermek paylaşmak sıkça Cihat ve Namaz’la birlikte yer alır. Zekat vermeyene ordular gönderen Hz. Ebubekir, Kureyş’in en zengini iken servetini sıfırlayarak gitmiş,  babası bile belli olmayan köle Hz. Bilal ile eşit hale gelmiştir. Zekattan asla kaçamazsınız.  Nitekim Müdessir  Suresi  kaçınanları ne güzel özetlemiş:  Onlar cennetlerdedir; günahkârlar hakkında birbirlerine sorular sorarlar?  “Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?”  Onlar şöyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik;  Yoksulu doyurmuyorduk;  (Günaha) dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk,  Ceza gününü de asılsız sayıyorduk,  Sonunda bize ölüm geldi çattı.”  

 İnfak ve Zekat benim çalıştığım konulardır. Yüzlerce ayet ve hadislerden bahsedebilirim.  Ancak sayfalar yetmez. Maalesef günümüz söz de Müslümanları , nafile namazları bile terk etmezken Zekat’ı vermeyerek Cehenneme  kendi odunlarını  taşıdıklarının farkında değiller.  Tıpkı  Hz. Ebu Bekir’e karşı çıktıkları gibi ‘’Namazı kılarız Zekatı vermeyiz’’  diyorlar. Zekat’ın bir anlamı da arınmak, temizlenmektir. Hal böyleyken hiç olmazsa bu Ramazan da ne kadar çok verirseniz o kadar temiz kalırsınız. Aksine üç günlük dünya’ya kirli olarak veda edersiniz . Çok zengin olanlar için söylüyorum :  Kırk’ta 1 yutturmacasına ile sakın uyumayın… Verdikçe verin dostlarım. Tabi ebedi yurdu  tercih ediyorsanız.  Elbette bu yazdıklarım öncelikle kendime tebliğimdir.

Ne mutlu infak ederek yetimi , yoksulu doyurup onların başını okşayanlara …. Ne mutlu mütevazi yaşayıp eşitlenenlere … Ne umutlu ‘’ İnfak Yolunda’’ mücadele edenlere …

Ramazanınız Mübarek Olsun …  Yaşamınız Hep İnfak İle Dolsun

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İSTANBUL’UN TARİHİ YAPILARI – 2

    15 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Yazarlarımızdan Mecit Bülent Yeşil, İstanbul'un tarihi yapıları ile ilgili değerlendirmesinin 2. bölümünü yazdı. Pera Palas Meşrutiyet Caddesi’nde yer alan Pera Palace Hotel, günümüzde müze otel olarak kullanılıyor. Romanlara ve filmlere konu olan Orient Ekspresi, İstanbul-Paris tren seferlerine başlayınca Avrupa standartlarına uygun bir otele ihtiyaç duyuldu ve 1892’de Pera PalaceHotel’in yapımına başlandı. Alexandre Vallaury’nin imzasını taşıyan ikonik yapı; Art Nouveau, neoklasik ve oryantalist mimari üslupları bir arada barındı...
  • LEONARDİT’in Tanımı

    09 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    İTO 81.Doğal ve İşlenmiş Katı yakıt Meslek Komitesine kayıtlı müteşebbisleri temsil eden bir sorumlu olarak bu bilgiyi sizlerle paylaşmayı en büyük görevlerden birisi olarak addediyorum.((KÖMÜRÜN HAM HALİ olarak değerlendirebileceğimiz bir mineral leonardit.Son zamanlarda tarımda tamamlayıcı bir şekilde kullanılmaya başlanan ve aranan duruma gelen üründen bahsediyorum)).KÖMÜRÜN KULLANIM ALANLARINI SAYARKEN GENÇ KÖMÜRLER GÜBRE OLARAK DA KULLANILABİLİR PRENSİBİNİ SÜREKLİ VURGULUYORUZ.ÜLKEMİZDE BOL MİKTARDA BULUNAN LEONARDİT NİMETİNİ VURGULARKEN ...
  • GALİBİN SAHİBİ ÇOK,  MAĞLUBUN HİÇ OLMAZMIŞ 

    06 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Eğri oturup doğru konuşmak lazım  diye meşhur bir söz vardır. Belediye seçimlerini geride bıraktık. Türkiye genelinde halkın  sağduyusu ile huzurlu bir seçim atmosferi yaşadık. İstisnalar hariç bir Allah’ın Kulunun burnu kanamadı. Analiz kısmına gelince;  tebrik etmek lazım seçimin galibi Türkiye genelinde  CHP oldu. Çünkü,  Millet İttifakı halk tabanında birleşirken, Cumhur İttifakı  ise dağılarak seçime gitti..  Elbette seçim sonuçlarının sadece sebebi bu değil. Ekonomik zorluklar, emeklinin çilesi, enfl...
  • MEVLÜT BEY’İ NEDEN DESTEKLİYORUZ

    27 Mart 2024 Köşe Yazıları

    31 Mart Yerel yani belediye seçimlerine 3 beş gün kala elbette görüşümü açıklamak zorunda olup net tavır sergilemek durumundayım. Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin Bey’in seçim çalışmalarını yakından takip eden bir kardeşiniz olarak birkaç cümle yazmak istedim . En dikkatimi çeken çalışmalardan biri mahallerde gerçekleştirdiği  ‘’Söz Siz’de’’  programlarıdır. Oldukça ilginin olduğu ve vatandaşların cesurca hasbihal ettiği bu söyleşilerde,  dikkatimi çeken şu sözleri buraya da almak istedim. Ne dediler?  Kağ...