Son Dakika
Kağıthane’de Uyuşturucu Operasyonu
Kağıthane’de motosiklet yayaya çarptı
Kağıthane’de İETT otobüsünü parçalarken yakalandılar!
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Mal, mülk ve çocuklar, dünya hayatının süsleridir. Ebedi olan, sürekli olan, dürüst ve erdemli davranışlar ise, karşılığı bakımından Rabbinin katında daha değerli ve bir ümit kaynağı olarak daha hayırlıdır( Kehf 46)
Evlatlarımızın istikbali için tüm hayatımızı heder ediyor, dünyamızı onlar üzerine inşa ediyoruz. Hatta onların kariyer yapması için servetler harcıyoruz. Üç günlük kariyer için ise onlarla övünüyor kibir kulesi oluşturuyoruz. Ya servetlerimiz; onlar ise gerçek tapınaklarımız … Yığdıkça yığıyor, kendimizi mal ve paranın kölesi yapıyoruz. Esasen bu haslet kapitalist beyaz adamın ruh yapısı olması gerekirken, günümüz Müslümanlarının doktrini oldu.
Kehf Suresi 46. Ayeti biz Müslümanları hiç ilgilendirmezken, yine Tevbe Suresi 34-35’te uyarıldığımız;
‘’Altın ve Gümüşü biriktirenler alınlarından, göğüslerinden sırtlarından ateşle dağlanacaklardır. Hadi biriktirdiklerinizi tadın bakıyım denilecektir’’ ayetini tınlayanımız bile yoktur.
Mallarımız üzerinden israf, çocuklarımız üzerinden kibir, zirveye ulaşırken, sürekli yoksul üretir hale geldik. Sözde evlatlarımızın İstikbalini garanti altına alıyor, İstikbalin mezarda başladığını unutuyoruz.
Bugün Müslüman eşittir İsraf demektir … Oysa Allah, İsraf edenleri şeytanın kardeşleri olarak tanımlıyor.
Şüphe yok ki, saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür. İsra 27
Etrafınıza bir bakın; Mal biriktirme, yığma, israf, kibir, yalan, gösteriş günümüz Müslümanlarının yaşam biçimi halini alırken uydurulmuş yeni dinin ritüelciliği ile kendini avutmakta.
Tapınak; mallar servetler, evlatlar yani ayette belirtildiği gibi dünya süsleri oldu. Bu dünyalıkları vesile kılan kullara ise tapar hale geldik. Halbu ki, Anadolu Erenlerine, mutasavvıflarına, gerçekten dünyayı elinin tersiyle iten Mevlana’ya, Yunus Ermeye, Hacı Bektaşi Veliye, Kul Nesimiye, Erzincanlı Terzi Baba’ya bir baksak, rızkın sadece Allah’tan geldiğini, evlat ve malların dünya süsün olduğunu göreceğiz.
Müslümanlar; ‘’Malda Yalan, Mülkte Yalan, Gel Birazda Sen Oyalan’’ diyen Yunus Emre’yi,
Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem.
Oy nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
dizelerini Söyleyen Kul Nesimi’yi, ‘’Vallahi Dünya İçin Allah Demem’’ gibi dehşet ifadeleri kullanan Erzincanlı Terzi Baba’yı tam manasıyla dinleseler hem kendilerini, hem de dünyayı kurtarırlar.
Sonuçta Mübarek Ramazan Ayı’na giriyoruz.Ramazan Allah’ın insanları açlıkla ve diğer şehvet unsurlarıyla uyarısıdır.İnsanlık buğün açız diye haykırıyor. Afrika’da her yıl on binlerce insan açlıktan ölüyor. Eğe ve Akdeniz sahilleri vatansız aç insanların ceset yığınları ile dalgalar tarafından savruluyor. Ey servet yığan Mamon( para) tapınakçıları; yaptığınız ritüel ibadetlerin sizleri kurtaracağını mı zannediyorsunuz? Asla kurtulamayacaksınız … Peygamberin; ‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ sözünü inkar mı ediyorsunuz. O halde açlıkla imtihan edildiğimiz Ramazan’da iftar yaklaşırken kendimizi kaybederek dellendiğimizi, gözlerimizin döndüğünü, hatırlayın ve şu mübarek ayda paylaşın, verin aç açık bırakmayın. Zengin ve saray sofralarını elinizin tersiyle itin.
Ramazan’ın manevi iklimini sadece ritüellerle geçirmeyin … Aç açık yoksul ve yetim arayın. Sokaklarda gözü yaşlı şefkat eline, sevgiye muhtaç, kafaları okşanacak binlerce Suriyeli yetim çocuk var … Onları giydirin, yedirin içirin, harçlık verin … İnanın ki Teravih Namazı sevabından çok daha büyük makbule geçersiniz. İşte imtihanın en büyüğü bu noktadır.
Ramazan Ayı’nız paylaşmak dileğiyle mübarek olsun
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları