logo

İÇİMİN CANI…

Derya Deniz Dinç

Derya Deniz Dinç
ddinc@windowslive.com


İÇİMİN CANI…

    Olursa ‘O’ olsun dedim içimden. Çok aklı başında ayrıca söylediklerinin ve düşündüklerinin farkında idi… Önceleri son derece mesafeli iken zamanla daha sıcak davranır olmuştu. Kadınların ne istediğini iyi bilir bir hali yoktu. Sanırım umursamıyordu da bunu. İlk başlarda bu hali çok cazip gelmişti bana… Öyle ya; kadınlara hoş görünmek için şaklabanlık yapmıyordu bu da O’na duyduğum saygıyı artırıyordu.

   Ama zaman geçtikçe durumu garipsemeye başladım. Bir şekilde bunaldığını, epeyce sıkıldığını hissediyordum ama paylaşıma açık değildi, Her şeyi kendi içerisinde yaşamak ister gibiydi. Bu tavır bana hiç yabancı gelmemişti. Tüm yalnızlığa alışmış kişilerde bu hal vardır. Paylaşmaktansa içlerinde yaşamak isterler. Hâlbuki paylaşmadıkça yalnızlıkları büyür, kocaman olur; fark etmezler. Bir süre sonra da yalnızlık yaşama biçimleri oluverir.

      Hayatlarına girecek her şeye ve herkese karşı direnç gösterirler. Geceleri onu düşünmeye başlamıştım. Aklımdan çıkaramıyordum bir türlü. Sesini özlüyordum, sohbetini özlüyordum, konuşmalarını özlüyordum, benimle zamanla geçirmelerini özlüyordum. Ama hiçbir çerçeveye oturtmadığım ve oturtmak istemediğim bir beraberlikti bu. Sevgilim değildi, sırdaşım değildi, dert ortağım değildi, dostum da değildi… Sanırım iyi bir arkadaşımdı. Hepsi bu; iyi bir arkadaş… Bazen karşımızdakine yüklediğimiz roller onlara uymaz.

     En iyi tiyatrocular bilir bunu sanırım. Repliği tamamen ezber etse de hatta kusursuz oynasa da bir şeyler eksik kalır; yönetmen bunu fark eder ve oyuncuyu çeker o rolden… Hayatımızı yönetirken de iyi bir yönetmen edası ile hareket edebilsek keşke… Ama yapamayız. Zira hayatımızı izleyemiyoruz, yaşıyoruz. İzlerken yanlışları, kusurları, oturmayan kareleri daha net görebiliyoruz oysa yaşarken objektif olmamız çok mümkün değildir. Hele hele söz konusu duygu ise… ‘’Bir başkasının yüreğinde bir pırıltı oluşturmak ve bunu kendi yüreğinizde hissetmek istiyorsanız, bunun en iyi yolu, O’na sevdiğinizi söylemektir…’’diyor, Ruth Stafford Peale. Tüm insanlar güzel sözler duymak isterler. Ancak sözleri çok çabuk tüketmek doğru değildir.

     Örneğin şimdiler de ‘SENİ SEVİYORUM’ ne çok kullanılır oldu, gereksiz, saçma, bir o kadar yalan. Sevmek eyleminin bizatihi emek, yürek, çaba, zaman, güven, fedakârlık ve bolca sabır istediğini biliyorsak zaten çabuk tüketme şansımız da yoktur. Ben ömrümde hiç küsmedim; küsmek, kin tutmak gibi eylemler bana çok yabancı. Ben var olan tüm canlara eşit uzaklıkta ve mesafede bir yerlerdeyim hep. Gidersem bir daha gelmem ama gidene kadar da insanüstü bir sabır harcarım. Bana küsenlere ise neden diye hiç sormam. Çünkü küsme eylemine tamamen karşıyım, karşı durduğum bir konuya dâhil olmak tarzım değildir. İçimin canı demek isterdim bağıra bağıra…

   Diyemedim. Nerede olduğumu bilemedim. Karşıma hep bir duvar örüldü ve o duvara acımasızca toslayışım seyredildi. Bu canımı acıtmadı aklımı başıma getirdi. Teşekkür ederim. Aşk ile eyvallah…

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...