Son Dakika
Kağıthane’de Uyuşturucu Operasyonu
Kağıthane’de motosiklet yayaya çarptı
Kağıthane’de İETT otobüsünü parçalarken yakalandılar!
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün itirazlı çıkışı son bir haftanın gündemine oturdu. Özellikle bu çıkış muhalif kesimin ağzını sulandırdı. Abdullah Gül, zaman zaman bu tür çıkışları yaparak muhalefet sayesinde gündemde kalmayı başarırken, sözde bilge devlet adamı kimliği misyonunu üstlenmeye devam etmek istiyor. Bu seferki çıkışının fazla gündem oluşturması ise Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’in açıkça muhatap almasından kaynaklandı. Abdullah Gül elbette Ak Parti’nin kurucularındandır ama çok çaba harcamasına rağmen asla Ak Parti’nin lideri olamamıştır. Fazilet Partisi bölünürken liderlik atraksiyonları yapmasına rağmen bence taban tutturamamıştır. Hasbelkader Tayyip Bey’in yasaklı olması nedeniyle önce başbakan daha sonra konjonktür gereği mecburen Cumhurbaşkanı olmuştur.
Hal böyleyken sayın Gül, eski Cumhurbaşkanlığı titrini iyi kullanarak ve Ak Parti’den kopmayarak konumunu korumaya çalışmaya devam etmek, hiç gündemden düşmemek için ara sıra cılız manevralar yapmaktadır.
Abdullah Gül’de çok iyi bilmektedir ki; Tayyip Bey, Ak Parti’nin başında olduğu sürece asla sıranın kendine gelmeyeceğini görebilmektedir. O halde Gül ne yapmak istiyor?
Bir: Ara sıra çıkışlar yaparak konumunu korumak, Tayyip Bey’e karşı net tavırlar almayarak herkesi kucaklayıp gündemde kalmak.
İki: Ola ki Ak Parti’nin ve liderinin başına bir iş gelir, görev ona düşerse; pozisyonunu korumak. Bu durumun hasıl olması sonucu hem Ak Partililerin hem de diğerlerinin kendinde karar kılınacağının ümidini beslemek.
Üç: Etrafında gezen ve ondan ümit bekleyen dışlanmış arkadaşlarını bir arada tutmak için ara sıra manevralar yapmak.
Dört: Tayyip Bey’den sonra tek alternatifin kendisi olduğunu hem dışarıya hem de iç kamuoyunun algısına sunmaktır. Bu sayede medyayı Cuma Namazları sonrası da olsa iyi kullanmaktadır.
Beş: Ak Parti’den kopmayarak, eski Cumhurbaşkanı titrini koruyarak durumdan vazife çıkarıp olumsuz bir şeyler olması halinde; ben dememiş miydim diyerek kendini haklı pozisyona getirmek ve gelecek için hazırlamak.
Bu maddeleri çokça uzatabilirim. Ancak bu kadarıyla yeterli buluyorum. Durum bu iken Sayın Gül’ün bırakın Ak Parti’ye zarar vermeyi daha da güçlendireceği kanaatini taşıyorum. Abdullah Gül, asla Tayyip Bey’in karşısına çıkmaz, çıkamaz… Çıksa kimden oy alacak, kim destekleyecek … Bunu da en iyi bilen sayın Gül’dür.
KALPTEN SEVENİN AĞZI DEĞİL GÖZLERİ SULANIR
Sanılıyor ki, Ak Parti dışındaki yüz’de 48.5 lik Hayır Bloğu Gül’ü seviyor… Asla böyle bir şey yoktur. Onların Gül’ü kullanmak için sadece ağızları sulanıyor… Kalpleri ise Gül için pas tutmuş hatta kin içersindedir. Ama şu sıralar Abdullah bey, onlar için kullanılan en güzel argümandır.Gelecek seçimlerde özellikle, Hayırcıların ‘’Ana Gövdesi’’ CHP, asla Gül’ün adaylığını düşünmez…. Düşünse bile CHP tabanı asla Gül’e oy vermez.
Kaldı ki sayın Gül’ün bu gün itibarıyla halkta bir karşılığı yoktur. Etrafında gezenler ise bir elin parmakları kadar Ak Parti’den tasfiye edilmiş, mevzii kaybetmiş insanlardan ibarettir. Bu durumu, Ak Parti’de, diğer muhaliflerde bilmektedir. Ak Parti’de mevzii kaybettiğiniz zaman unutulup gidersiniz.
Hal böyleyken Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi CHP’nin kayığına binmek hiçbir muhafazakar, demokrat özellikle Milli Görüş kökeninden gelen bir isme siyaseten fayda getirmez. Siyasette bazı sözler siyasetçiyi ölünceye kadar gölge gibi takip eder.
Gül’ün CHP ile anılması konuşulması da böyle bir şeydir. CHP tabanı bana göre Abdullah Gül’den ziyade Ak Parti kurucularından ve partiden ayrılan sayın Abdüllatif Şener’i daha çok sever ve tutar. CHP’nin tabanının önüne bu iki isim konsa, Şener onay alır.
TAYYİP BEY NE YAPMAK İSTİYOR?
Ak Parti Lideri ve Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, son demeçleriyle Abdullah Gül’ü muhatap almasının nedeni ise son süreçte dikensiz gül istememektedir. Tayyip Bey’in CHP diye bir derdi yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı CHP’Yİ yüzde 25’e kilitleyerek bloke etmiştir. Pekala o da biliyor ki CHP’den Ak Parti’ye oy gelmez. Tayyip bey Merkez Sağ ‘ı konsolide ederek yüzde 50’yi safına çekmeyi başarmıştır. 16 yıldır ara sıra arızalar olsa da durum budur. Önce Has Parti ve lideri sayın Numan Kurtulmuş’u ardından sayın Süleyman Soylu’yu belki önümüzdeki süreçte Erbakan Hocamızın Oğlu Fatih Erbakan’ı saflarına katacaktır. Belki Saadet Partisini de ikna ederek kendine göre Merkez Sağ Bahçe’sindeki tüm dikenleri bertaraf edecektir. Milliyetçi Cepheyle de birlikte hareket eden sayın Erdoğan; Abdullah Gül’ü muhatap alarak bu işi bitirmek ve dikensiz Gül istemektedir. Zaten her ne kadar gündemden düşmese de yıpranan sayın Gül olmuştur. En azından algı böyledir. Tayyip Bey’in istediği de budur. Kendi bahçesinde Gül’ün dikenini istememekte, yüzde 50-60 aralığını konsolide ederek seçimlere gitmek istemektedir.
Bunlar doğal olarak bir siyasetçinin hesap kitap işleridir. Ancak seçimlere giderken olağan üstü durumlar olur mu bilemeyiz. Ama Ak Parti, dar gelirli geniş kitlerle yönelik yeni projeler üretmesi ekonomiyi ilk 10 yılda olduğu gibi canlandırması insanların cebine olumlu yönde dokunması şarttır. Seçimlere giderken ekonomi ve istihdam önemli bir gösterge olacaktır Ak Parti adına büyük şehirlerdeki kırılamayan ve ideolojik olan Kürt oyları ne tarafa akacak belirsizliğini korumaktadır.
Sonuç: 2019 çetin geçeceğe benziyor. Tayyip Bey, kendi bahçesindeki dikenleri temizleyerek bahçesindeki fidanları artırmak istiyor. Muhalefetin gözü ise Tayyip Bey’in bahçesinden ‘’Gül’’ kopararak geçici olarak koklamaktır. İşte Tayyip beyin yapılan bu atraksiyonlara müsaade etmemesi , hem Abdullah Gül’e, hem de muhalefet adına açık bir mesajdır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları