Son Dakika
Kağıthane’de Freni Boşalan Araç Kaza Yaptı
Kağıthane’de 74 Yaşındaki Emekli Dolandırıldı
Kağıthane’de Bilgisayar Dolandırıcıları Yakalandı
Kağıthane’de Polislere Saldırı
Kağıthane’de Filistinli iş insanına silahlı saldırı: 1 ölü, 2 yaralı…
Kağıthane’de husumetlisini başından vurarak ağır yaralayan şahıs tutuklandı
‘’Galibin sahibi çok, mağlubun sahibi hiç olmazmış’’
Bunca yıldır seçimleri takip ediyorum … Sandıklar açıldıktan sonra tartışmalar da her zaman olduğu gibi aynı söylemlerle başlar. Geriye dönüp baktığınızda itirazsız hiçbir seçime rastlayamazsınız. Seçimlerden 1 hafta 10 gün geçtikten sonra tartışmalar sonlanır. Türkiye yeni gündemlerle oyalanmaya başlar.
Değerlendirmeme gelince; Kağıthane ölçeğine baktığımızda Ak Parti’nin oylarını koruduğunu, Muhalefet oylarının ise Hayır cephesinde birleştiğini görmekteyiz. Kağıthane’de yüzde 88’e varan bir katılımla rekor kırdığını, Türkiye ortalamasını da geçtiğini tespit etmekteyiz. Hal böyleyken Kağıthane’de evet açısından Ak Parti’nin beklentisi tutmamıştır ama kayıpta yoktur.
Kağıthane’de demokratik olgunlukta bir seçim süreci yaşanmış her zaman olduğu gibi kardeşlik iklimi kazanmıştır. Sadece sandık başlarında hayır cephesinin bir kısım baş müşahitlerini biraz hırçın ve gergin gördüm hepsi o kadar.
Buradan bir de temennim var … Geçmişte sandık başkanları memurlardan, öğretmenlerden seçiliyordu … Doğrusu onlar işlerini daha disiplinli ve devlet terbiyesi aklıyla gerçekleştiriyorlardı. Son yıllarda bu sistem değiştirilmiş, bu hiç iyi olmamış … Bence yine eski sisteme dönülerek sandık başkanları mutlaka öğretmenlerden oluşturulmalıdır. Aksi halde bu tartışmalar her seçimde devam eder.
Türkiye genelinde ki değerlendirmeme gelince: Özellikle Ak Parti açısından yorumlarda bulunacağım. Alınan Hayır oylarını Cumhuriyet Halk Partisi açısından başarı olarak değerlendirmek yanlış olur. Türkiye’de istisnalar hariç sol cenahın aldığı oy yüzde 30’, CHP’nin ise yüzde 26’ yı geçmediği bilinmektedir. Şu halde; evet oylarına baktığımızda yaklaşık yüzde 20 sağ muhafazakar bir oy kitlesi bu seçimde tepki göstermiştir. Bu tepkiyi yerel teşkilatlara ve belediyelere bağlamak çok yanlıştır. Ak Partililerin Sosyal medyada linç kampanyası bu iki kuruma yönelmiştir. Bu bana göre yanlış bir değerlendirmedir. Yeni Türkiye’ye, eski siyasi propaganda stili uymamaktadır artık… Şehirlerin fiziki yapılarının değiştiği gibi insanlarında bakış açıları, algıları eskisi gibi değildir. Büyükşehirlerde, çok sayıda vilayet merkezlerinde, kentliler hayır derken, daha çok Anadolu insanı, çeperler, şükür ve biat ve kültürüne sahip insanlar evet demişlerdir.
Ak Parti, eski siyaset anlayışını, hamaset dilini kullandığı müddetçe işi daha da zorlaşır. Artık mehter takımı, arabesk söylemleri geri de kalmıştır. Yeni nesil, gençlik başka şeyler isterken geçmişin olumsuzluklarını hatırlamaz bilmez, gündelik ve gelecek için umut ister. Durum bu iken, seçimlerin başa baş yakın çıkmasının başlıca nedeni bana göre öncelikle ekonomidir. Şehir merkezlerinde yaşayan emekli, esnaf,işçi milyonları aşan genç işsiz; sıkıntıları bire bir yaşamaktadır.
Ak Parti, elbette köprüler, yollar, tüneller yaparak devasa hayatı kolaylaştıran projelere imza atmış ve başarılı olmuştur. Sağlık alanındaki reformları kimse inkar edemez… Sosyal projeler takdir edilmektedir. Muhafazakar kesimin dini anlamdaki ritüellerinin özgürce yapması her alanda imkan bulması, kendisini Seküler olarak ifade eden kesimlerin yaşam alanlarına dokunmaması, hatta bireysel anlamda daha da özgürleşmesi bilinen gerçektir. Bu alanlarda büyük rahatlamalar söz konusudur.
Lakin devasa yapılan köprülerin, tünellerin,yolların üzerinden hala şu gün olmuş geçmemiş milyonlarca İstanbullu vardır. Bunlardan bir tanesi de benim … Ak Parti öncelikle üretim ekonomisine geçip, işsizliğe çare bulmalıdır.
İkinci sorun kutuplaştırmadır. Tez elden bu dilden vaz geçilmeli, insanları Ergenekoncu, PKK’lı, Fetöcü, şu cemaatçi bu tarikatçı diye ötekileştirmemeli özellikle hain ilan etmemelidir. 15 yıl önce kimse Ak Partili değildi … Kaldı ki herkesin bir fraksiyonu vardı … İnsanlar yanlış yapabilirler ama doğruyu bulma özgürlükleri de vardır. Mesela HZ. Ali Kendisin hançerleyen İbn Mülcem’e bile şefkatle yaklaşmış önce karnını doyurun diyerek asla işkence yapılmasına izin bile vermemiş, ‘’ben kısas emri verirsem uygulayın’’ demiştir. Bu bakış hem İslamidir hem de evrensel hukuk ve adalet normudur. Herkes kucaklanmalı devletin şefkat eli herkese uzanmalıdır.
Ak Parti çabuk istişare yapan, sorunları hemen tespit ederek kayıplarını avantaja çeviren bir partidir. Buradaki en büyük yetenekte kuşkusuz Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’e aittir. Bence bu sonuçlar belki de hayırlı olmuştur. Yapılan hatalardan dönülecek, bazı organlardaki şımarıklık ve kibir giderilecektir.Daha çok halka dokunulacaktır.
Parti, teşkilatları, propaganda seçim çalışmalarını da değiştirmelidir. Hani bir söz vardır ya; Körler sağırlar birbirlerini ağırlar’’ Seçimlerde partilerin çalışmalarını izledim. Hep aynı insanların bir araya geldikleri konferanslar, kahvaltılı proğramlar ev sohbetleri ve benzeri faaliyetler. Bu iletişim çağında ev sohbetinin kime ne faydası var anlamış değilim. Bu tip çalışmalar demode oldu. Örneğin ben; neden asılları varken sahtelerini dinleyeyim… Televizyonlarda tüm liderleri, başbakanı, bakanları, vekilleri sıcacık kanepemde yatarak izliyor ve dinliyorum. Bu iletişim çağında bu tip çalışmalar zaman israfından ileri gitmez. Bu propaganda çalışmaları kendilerini ekranlarda bulamayan partiler için geçerlidir.Yeni Türkiye’nin eski siyasi propagandasıdır bu uğraşılar. Ancak yerel seçimler için kısmen geçerlidir.
Bir başka bana göre yanlış medya alanıdır… Ak Parti medyayı iyi kullansa da güçlü olduğu bilinse de ; esasen medyayı marjinalleştirmiştir. Televizyon ekranlarında sayıları 10’geçmeyen sözde Ak Partili yazar çizer takımı, hiç inandırıcı olamadıkları gibi tehditkar; devletin sahibiymiş gibi tavırları, saldırıları, kibir ve şımarıklıkları evet oylarına zarar vermiştir. Kaldı ki bu televizyonların reytingleri ; isimleri kadar büyük değildir. Halk, alternatif arayışlarına girmiş, Ak Partililer dahil Halk,FOK televizyonlarını seyreder hale gelmiştir.
Ak Parti, son zamanlarda üst düzey vitrinini de iyi oluşturamamaktadır. Bu alanda da bir tekelcilik oluşturmuş ekranlarda çıkan bir kısım siyasetçilerin yetersiz oldukları görülmüştür. Devlet aklını daha öne çıkaran, bilge, vakarlı siyasetçilerini vitrine koyamama eksikliği içerisindedir.
Sonuçta; sorunları çoğaltabiliriz… Burada bir mağlubiyet söz konusu değildir … Lakin beklenti yukarılarda olduğu için üzüntü söz konusudur. Ama Başbakanın dediği gibi, mesaj alınmıştır. Ak Parti herkesi kucaklayan kuruluş felsefesine dönmeli , eğitimli ve kentliye daha çok hitap etmelidir.
Onlarca vakıf dernek açılmasına rağmen partiye çok ta getirileri görülmemiştir. Bu dernek ve vakıflar particilik yerine, enerjilerin ahlak ve maneviyata vermelidirler. Yapıyormuş gibi değil hakiki manada bu alanda çalışmalıdırlar … Çünkü bu alanda çok büyük yozlaşma vardır.
Son cümlem; Seçim sonuçlarını tam bilenlerdenim. Bunu da Ak Parti ilçe merkezinde açıkça söyledim… Yüzde 51-52 yi geçmez dedim. Kendini beğenmişlikten Allah’a sığınırım … Bizler halka partili penceresinden bakmıyoruz. Daha objektif değerlendirme yapabiliyoruz. Çok seçimi tutturmuşumdur. Sadece 1 kasım seçimlerine çok yanıldım.
Günün sözü: ‘’Galibin sahibi çok, mağlubun sahibi hiç olmazmış’’
Seçim sonuçlarının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını, barış ve huzur içerisinde, refah düzeyi yüksek, kardeşlik ikliminde geçen yarınlar diliyor, Miraç Kandilinizi Tebrik Ediyorum.
CEMİL ÖĞÜTCÜ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
12 Eylül 2024 Köşe Yazıları
22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
06 Ağustos 2024 Köşe Yazıları
05 Ağustos 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları