logo

EBUZER GIFARİ: DEVRİMCİ İSLAMIN SEMBOLÜ

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Ebuzer Gıfari , Türkiye Müslümanlarının istisnalar hariç pek bildiği önemsediği bir sahabe değildir. Çünkü Ebuzer’in ismi Sünni geleneğinde hep gizlenmiştir. Ebuzer’i bilenlerde onu hep deli, kafadan kontak, gelgit olarak tanımlar ve bu mübarek sahabeyi itibarsızlaştırmaya çalışır. Halbuki İslam tarihinde Hz. Ebuzer’in oldukça önemli yeri vardır. Hz. Peygamberin ilk 6 arkadaşı ve dostundan biridir. İlk Müslüman olan 10 kişinin arasındadır. Maalesef cennetle müjdelenen diye iddia ettikleri 10 sahabenin içerisine giremez.

  Cennetle müjdelenenler arasına giremez ama Hz. Peygamber; o’nu şöyle tanımlar: Ebuzer gökyüzünde, yeryüzünde olduğundan daha meşhurdur. O Ebuzer ki  Hayası ve takvası Meryem oğlu İsa’nınki gibidir. O Ebuzer ki sinesini taşacak kadar ilimle doldurmuştur. 

Ve  Hz. Peygamber Ebuzer için; ‘’ O Yalnız yaşar … Yalnız Ölecek ve Yalnız haşrolunacaktır!’’ demiştir. Ebuzer Gifari hakikaten yalnız yaşadı Rebeze çölüne sürgün edildi ve yalnızca defnedildi. Cenazesini kaldıracak kimse bulunamadığı gibi defin için bir metre kefeni bile yoktu. Açlıktan hastalıktan sefaletten sonra  Rabbine kavuştu.

Ebuzer Gıffari ile ilgili kısa tanımlamayı yaptıktan sonra esas konuya geçelim …

   Giffari Türkiye’de son yapılan  Saray tartışmalarıyla  gündeme geldi. Muaviye’ye başkaldırmasıyla Şam’da ilk yapılan yeşil Saraya direnmesiyle politikacıların dillendirmesinden sonra Türkiye’de tanınmaya başlandı. Beklide çok hayırlı oldu. Bu vesile ile Ebuzer’i okuyup tanıyanların ufku değişecek, İslam’a bakış açıları tamamıyla tersine dönecektir. Ebuzer Devrimci İslam’ın sembolüdür. O sadece Muaviye’ye karşı değil 3. Halife Hz. Osman’a karşıda direnmiş onun iktidarındaki icraatlarına karşı dik bir duruşla mücadele etmiştir. Esasen Gifari’yi  sürgün eden ve işkencelere maruz bırakan Muavi’yenin kucağına atan da  Hz. Osman dır. Sünni geleneğinde bu mücadelelerden bahsedilmez, üzeri örtülür. Amaç Emevi Arap Saltanatının üzerini örtmektir.

 Ebuze Gıffari yönünü ve mücadelesini hep yoksul, fakir, yetim ve öksüzlerden yana tavır koymuş, Emevi Saltanatının maddi değerleri karşısında verilen rüşvet ve makamlarını elinin tersiyle itmiştir. İslam Tarihine bakıldığında hemen her sahabenin bir makama getirildiği görülmesine rağmen Ebuzer’i hiçbir makamda göremezsiniz. O servet sahipleri ile mücadele etmiş Kamu Malı talancılarını deşifre ederek sokak sokak halka anlatmış, Altını, Gümüşü Parayı biriktirenlerle yoksulun hakkını yiyenlerle savaşarak kendiside hep aç yaşamıştır. Ebuzer Şam’ın Medine’nin Aristokratlarına ve saraylılarına saldırarak bir çığır açmış devrimci takva sahibi bir Müslüman’dır.

 O’ nun şu sözü ”Aç sabahlayıp kılıcına sarılmayanın aklından şüphe ederim’’. Ders niteliğindedir.

EBUZER İLE MUAVİYE NEDEN ANLAŞAMADILAR?

Ebûzer. Hz. Ali ve Salmân-ı Farisi’yle daha iyi anlaşır ve onlarla birlikte hareket eder daha çok. Hz. Osman dönemindeki gidişattan pek memnun olmayıp, ona muhalefet eder. Daha sonra Şam’a gider, Şam valisi Muaviye’nin saltanat ve debdebe içindeki haksız yönetimine isyan eder. ”Aç sabahlayıp kılıcına sarılmayanın aklından şüphe ederim” şeklindeki tarihi itirazını orada seslendirir. Bu itiraz müslümanlar arasında yankı bulur ve Muaviye yönetimini tehdit eder.

Ebûzer, Muaviye’nin karşısına çıkıp ona, Tevbe suresinin 34 ve 35. ayetleri haykırır, ”Ey iman edenler, gerçek şu ki, hahamlardan ve rahiplerden bir çoğu, halkın mallarını uydurma yollarla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanları, korkunç bir azapla müjdele ! Gün olur, onların o biriktirdikleri cehennem ateşinde lav edilir. Onunla onların böğürleri sırtları va alınları dağlanır ve sonra onlara denir ki, ”İşte nefsiniz için yığdıklarınız, alın ve tadın bakalım azabı !”

Muaviye bu ayetlerin yahudi ve hıristiyan din adamlarını kastettiğini söyler ama Ebûzer, sözünü sakınmadan ona, ”bu gün O sensin” der. Muaviye, Hz.Osmana mektup yazarak, ”bu deliyi burdan al yoksa onu öldüreceğim” der. Kısa süre sonra, rahatsızlık ve eziyet dolu bir yolculukla Ebuzer, Medine’ye gönderilir. Ama Ebuzer aynı muhalefeti burada da sürdürür. Ve halife onu çok uzak ve verimsiz bir çöl olan Rebeze’ye adeta ölüme yollar. Ebuzer’in oğlu ve kızı, bazı rivayetlere göre açlıktan ve hastalıktan hayatını bu çölde kaybeder. Kısa süre sonra Ebûzer, üzüntüden ve olumsuz çöl koşullarından hastalanıp hayatını kaybeder. Ve oradan geçen bir hac kâfilesi, onu çölde namazını kılarak defneder. Hac kafilesinin başındaki isim ise büyük sahabelerden İbni Mesud’tur) Buradaki tabloya girmeyeceğim çok uzun ve acı bir tablodur.

o, tıpkı Hz. Peygamber gibi, ezilen halkların yüreğine gömülmüştür.

Ebûzer bir yol ayrımıdır. Ebûzer, küllerinden yeniden doğmaktır. Ebûzer zalime karşı mazlumun içli çığlığıdır. Ebûzer bir tavırdır, bir duruştur. Ölümün pahasına hakkı ve sabrı tavsiye etmenin, Allah’tan başka hiç bir güce hamd etmemenin, O’ndan başka otorite tanımamanın ve kainatta yaratılmış olan her şeyin O’nun mülkü olduğu gerçeğinin yaşanmış bir örneğidir.

Bu gün hepimizin, sömürünün, açlığın ve yoksulluğun inim inim inlettiği bu Kapitalist dünya düzeninde  Ebûzer olması gerekir. Ezilen halkların mücadelesinde, halkın tarafında ve zalimlerin karşısında olmamız gerekir.

Son not: Ebuzer Gifari’yi tanımak için Ali Şeriati’nin ‘’Ebuzer’’ adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İSTANBUL’UN TARİHİ YAPILARI – 2

    15 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Yazarlarımızdan Mecit Bülent Yeşil, İstanbul'un tarihi yapıları ile ilgili değerlendirmesinin 2. bölümünü yazdı. Pera Palas Meşrutiyet Caddesi’nde yer alan Pera Palace Hotel, günümüzde müze otel olarak kullanılıyor. Romanlara ve filmlere konu olan Orient Ekspresi, İstanbul-Paris tren seferlerine başlayınca Avrupa standartlarına uygun bir otele ihtiyaç duyuldu ve 1892’de Pera PalaceHotel’in yapımına başlandı. Alexandre Vallaury’nin imzasını taşıyan ikonik yapı; Art Nouveau, neoklasik ve oryantalist mimari üslupları bir arada barındı...
  • LEONARDİT’in Tanımı

    09 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    İTO 81.Doğal ve İşlenmiş Katı yakıt Meslek Komitesine kayıtlı müteşebbisleri temsil eden bir sorumlu olarak bu bilgiyi sizlerle paylaşmayı en büyük görevlerden birisi olarak addediyorum.((KÖMÜRÜN HAM HALİ olarak değerlendirebileceğimiz bir mineral leonardit.Son zamanlarda tarımda tamamlayıcı bir şekilde kullanılmaya başlanan ve aranan duruma gelen üründen bahsediyorum)).KÖMÜRÜN KULLANIM ALANLARINI SAYARKEN GENÇ KÖMÜRLER GÜBRE OLARAK DA KULLANILABİLİR PRENSİBİNİ SÜREKLİ VURGULUYORUZ.ÜLKEMİZDE BOL MİKTARDA BULUNAN LEONARDİT NİMETİNİ VURGULARKEN ...
  • GALİBİN SAHİBİ ÇOK,  MAĞLUBUN HİÇ OLMAZMIŞ 

    06 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Eğri oturup doğru konuşmak lazım  diye meşhur bir söz vardır. Belediye seçimlerini geride bıraktık. Türkiye genelinde halkın  sağduyusu ile huzurlu bir seçim atmosferi yaşadık. İstisnalar hariç bir Allah’ın Kulunun burnu kanamadı. Analiz kısmına gelince;  tebrik etmek lazım seçimin galibi Türkiye genelinde  CHP oldu. Çünkü,  Millet İttifakı halk tabanında birleşirken, Cumhur İttifakı  ise dağılarak seçime gitti..  Elbette seçim sonuçlarının sadece sebebi bu değil. Ekonomik zorluklar, emeklinin çilesi, enfl...
  • MEVLÜT BEY’İ NEDEN DESTEKLİYORUZ

    27 Mart 2024 Köşe Yazıları

    31 Mart Yerel yani belediye seçimlerine 3 beş gün kala elbette görüşümü açıklamak zorunda olup net tavır sergilemek durumundayım. Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin Bey’in seçim çalışmalarını yakından takip eden bir kardeşiniz olarak birkaç cümle yazmak istedim . En dikkatimi çeken çalışmalardan biri mahallerde gerçekleştirdiği  ‘’Söz Siz’de’’  programlarıdır. Oldukça ilginin olduğu ve vatandaşların cesurca hasbihal ettiği bu söyleşilerde,  dikkatimi çeken şu sözleri buraya da almak istedim. Ne dediler?  Kağ...