logo

‘’Bir Yalanın İnandırıcılığı, Büyüklüğüyle Doğru Orantılıdır

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

 ‘’Bir yalanın inandırıcılığı büyüklüğüyle doğru orantılıdır; çünkü milleti oluşturan büyük kitleler, şuurlu ve kasıtlı olarak hazırlanan bir yalandansa, kalplerinin derinliğine işleyen bir yalanla çok daha rahat kandırılırlar,’’ der  Adolf Hitler.

İslam coğrafyasını işgal edenler demokrasi yalanı ile bu topraklara girdiler. Amerikalı stratejistler, önce toprakları değil, algıları işgal etmek üzerine planlar yaparlar.

 Ortadoğu’ya Demokrasi getireceğiz adlı büyük yalan koskocaman bir kurguydu, ardından algı işgaline gelindi. ‘’Arap Baharı’’ ile başlayan bu tuzak, hedeflere bir bir ulaşmayı da beraberinde getirdi. Kaldı ki, Amerika ve batıdaki müttefikleri bu yalanı Irak’a işgalinde gerçekleştirmiş 1.5 milyon Iraklı öldürülmüş, milyonlarca kadın kocasız, çocuk ise yetim kalmıştı.

Geldiğimiz noktada Suriye, Irak 3’e 5’ e bölündü, Mısır’ın   başına ise   eskiye oranla daha zalim bir diktatör getirildi. Şimdi o diktatör, Müslüman  avına çıkmış, her gün idam sehpaları kurmakta…  Memleket sevdalısı, sağduyu sahibi Ihvan Hareketi’nin lider kadroları zindanlarda çürütülürken bir kısmına  ise idam fermanları kesildi. Hareketin  tüm emekleri bu sayede 50 yıl geriye ötelendi. Libya’dan ise hiç bahseden yok … Orada her gün 40-50 Libyalı ölürken, ülkeyi bölgenin etkili mafya çeteleri yönetiyor, Ülkeden ise kaçan kaçana … Libya’nın kadın ve çocukları ise bizim sahillerimizde boğularak ölüyor.

   Hal böyleyken; önce algıları, sonra,toprakları, daha sonra ise yer altı kaynaklarını işgal edip paylaştılar. IŞİD gibi ölüm makinesı terör örgütleri kurarak Müslümanları birbirlerine katlettirdiler, katletmeye de devam ediyorlar. Etnik köken, mezhepçilik ise kullandıkları en güzel argüman.

İşte işin özeti budur. Biz Türkiye ise belki samimiydik, demokrasi ihraç edip bölgenin abisi olacak halkların huzurunu sağlayacaktık. Lakin bize terör ithal ettirmek zorunda bıraktılar. Yanıldığımız nokta ise Amerika ve İngilizle aynı torbaya girilmeyeceği idi.

 Açıkçası Müslümanlar olarak işimiz zor. BOP planları saat gibi işlemeye devam ediyor. Neredeyse bölgedeki devletlerin ufaltılarak bölünmesi, dolayısıyla güçsüzleştirilme işlemleri tamamlandı. Şimdi sıra kukla bir Kürt Devleti’nin kurulmasına geldi. Kürt Devleti, Coğrafi konumu olarak dizayn edildi. Belki birkaç yıla kadar yönetimleri atanacak, Böylelikle uzun yıllar hayal edilen Ak denize, sıcak denizlere açılma hayalleri de gerçekleşmiş olacak.

 Kurtuluş yok mu dur? Elbette vardır … Bölgede Araplar, Türkler, Farisiler ve Kürtler yaşamaktadır. Ve hemen hepsi bölük pörçük birbirleri ile kavgalıdır. Öncelikle: bu milletler ve ülkeler kendi memleketlerinde iç barışı sağlayıp toplumsal bir kardeşlik planı üzerinde durmalı,  kin ve nefreti sona erdirmelidir. Basit kavgaları iç siyasi çekişmeleri bitirip büyük düşünmek zorunda kalmalıdırlar. Herkes geri çekilerek haddini bilmeli, kibir ve gururu terketmelidir. Bu toplumlar büyük bir millettir, şanlı mazileri vardır, geçmişte kıtalara adalet ve medeniyet götürmüşlerdi, lakin şimdi böyle bir şey söz konusu değildir.   İşin realitesi artık bölgemizde  dünyaya yön verecek büyük devlet, İslam ülkesi yoktur.

 Kavga mutlaka sona erdirilmeli, sert mesaj ve tehdit söylemleri bitirilerek tez elden, kapris yapmadan, acıları kalplere gömerek Mısır’dan’ başlayarak İran, Irak Suriye, Libya ile ilişkiler ağı kurulmalı, herkes, herkesten özür dileyerek ‘’ Biz Kardeşiz’’denmelidir. Bu ilişkiler mutlaka kurulmalıdır. Çünkü bölge ülkeleri çaresiz durumdadır.

Akıllı, memleketini seven, bölgenin istikrarını bekleyen, Müslüman kanının durmasını isteyen her devlet adamı bunu yapmalıdır.

Bu durumu hemen herkes istemektedir. Aksi halde oluk oluk akan kan artarak devam edecektir, Huzur ve güvenliğin olmadığı yer kıyamettir.  Hani derler ya ateş düştüğü yeri yakar,  işte ateş, Ankara’ya kadar düşmüş ülkenin ciğeri yanmış,  toplum korkmaya ve tedirgin olmaya başlamıştır.

Geri çekilmek ve barış söylemi ile yeniden ilişkiler kurmaktan başka çare yoktur.

Barış ve huzur dolu günler temennisiyle 

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...