logo

AYIP ARTIK; BU İŞ ÇÖZÜLMELİ

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Bireysel özgürlük ve haklar için insanlar yıllarca mücadele ediyor. Bu uğurda bedel ödeyen, ölen, heder edilen milyonlarca insan var. İnsanların en temel ihtiyaçlarını Kuran’ı Kerim belirlemiş. Kuran’ın belirlediği hakları insan hakları evrensel beyannamesinde temel hak olarak yazmış. Dünyadaki tüm ülkelerde imza atmış. Nedir bu haklar; yaşama, inanç, mülkiyet, sağlık, eğitim, seyahat, hak arama, eşitlik savunma gibi.

Artık bu hakları konuşmak, tartışmak bu çağda komik oluyor. Nere gelmek istiyorum: Elbette başörtüsüne… Memur-sen özgürlük için 10 milyon imza kampanyası başlattı. Amaçları başörtüsü yasağının kamu kuruluşlarından kaldırılması, yani memur olup da devlet dairelerinde başörtüsü takmanın serbest olmasını istiyor. Bundan doğal ne olabilir. Hala şekil şema üzerinden siyaset yapmak ve bu uğurda insanları kutuplaştırarak oy devşirmek etik kurallarıyla bağdaşır mı? Ayıptır, günahtır bu Türkiye’deki başörtüsü takan kadınlara hakarettir. Onları ikinci sınıf vatandaş yapmaktır, bana göre edepsizliktir.

Bilindiği gibi başörtülüler kamuda sadece hademe olarak, temizlik işçisi olarak çalışabiliyor. Temizlik işçilerini küçümsediğim falan yoktur. Aksine takdir ediyor, alın teri ile helal rızık peşinde koştukları için önlerinde eğiliyorum, saygı duyuyorum. Ama bu tıpkı Amerika’nın yarım yüzyıl önce “Buraya zenciler ve köpekler giremez” mantığına benzemektedir. Başörtülünün oğlu şehit olacak, vergi verecek, vatanın ve milletin bekası için en önde koşacak sen onları dışlayacaksın, milletin meclisine bile sokmayacaksın. O faşist diktatör dedikleri Suriye’de bile bizdeki anlayış ve yasak yoktur.

Şu halde ne beklenmektedir, kimden çekinip korkulmaktadır. Bu konuda toplumsal mutabakat dedikleri palavra zaten oluşmuştur.BDP’li Altan Tan olumlu yönde bu işin çözülmesi için önerge bile vermiştir. Yani BDP geçmişte de destek vermişti. Millyetçi Hareket Partisi dünden razıdır ve köklü çözümler üreterek her zaman destek olmuş ve AK Parti Hükümetinin yanında olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi Üniversitelerdeki baş örtüsüyle ilgili düzenlemeleri Anayasa mahkemesine götürmeyerek, sessiz kalmış CHP’nin bu yeni yönetimi bir bakıma gizli destek vererek sorunun çözülmesini sağlamıştır.

Şu halde ne bekleniyor? Neden bu zulüm devam ediyor. Siz Yüzbinlerce başörtülüyü okutacaksınız ama en temel hakkı olan kamunda çalışmasını yasaklayacaksınız. Böyle bir şey olamaz.

Toplumun her kesiminde çalışma hayatının her sektöründe medyada, belediyelerde, bir çok bakanlıklarda, özel hastanelerde başörtülüler az da olsa zaten hizmet veriyorlar. O zaman bu yasaklar neden var? Milleti cambaza baktırarak oy devşirmek için mi hala sorun devam ediyor.

Ayıptır, günahtır, zalimliktir. Artık bu toplumu şekil şema ile yormayalım. Artık başörtülüleri kullanmaktan vaz geçelim.

Bu iğrenç sakızı çiğnemeyi bırakalım ,  bırakalım insanlar istedikleri gibi giyinsin, konuşsun, yaşasın fikirler çatışsın, mücadele etsin, küfürler değil.

Sonuç yasaklara karşı mücadele veren Memur-sen’in kampanyasına herkes başı açık, kapalı iştirak etmeli 10 milyon değil, 50 milyon imza toplanarak sorunun çözümü için katkı sağlanmalıdır. Türkiye’de en çok kullanılarak siyasetçilerin oy devşirdiği bu argümanda ellerinden alınmalıdır.

Artık başörtüsü bu ülkenin gündeminden düşmelidir. Yüksek öğretim kurumu ilk adımı atarak önemli bir kapı aralamıştır. Kimsenin de tenkit etmediği gibi gündem oluşturulamamıştır.

Kamuda da sorun çözüldüğünde bir iki marjinal çıkışın dışında hiçbir şey olmayacaktır. Çözülmesi dileğiyle tüm okurlarımızın Mevlit Kandilini Tebrik Ederim.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...