logo

AŞIRI SOĞUK VE KARLI MEVSİMDE ABD

Hüseyin Akarçeşme

Hüseyin Akarçeşme
huseyin@sadabadhaber.com


1988 yılından beri zaman zaman ABD’ye gider gelirim. Newyork’ta ki Türk günü için (Türk yürüyüşü) geldiğim zamanlar oldu. Konsolosluk binamızda Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL ile karşılıklı sohbet’e dayalı bir tanışma ve görüşmeyi burada gerçekleştirmiştim. Konsolosluk binamız Birleşmiş milletler binasının karşısında. Bütün birimleri içine alan bu binamızın buradaki adı hala TÜRKEVİ olarak zikredilir ve kapısında da Türkçe olarak TÜRKEVİ yazar. Her ne kadar çok soğuk ve karlı bir ortamda ziyaret olsa da ulaşımın yok seviyeye indiği bir zamana denk gelse de yinede yazacak bir şeyler var burada.

Bu gezide kar ile mücadeleyi yakından takip etme imkanım oldu.

Burada insanların duyarlı ve bilinçli olduğunu bir kere daha keşfediyorum bu konuda. İstanbul’da zaman zaman da olsa kar yağdığında kar temizliği bilincinin kafamıza neden kazınmadığını düşünüyorum. Evlerimizin önündeki biriken karları temizleme gereği görmeyen bir mantık içerisinde evinin önündeki karları yola atma davranışımız geliyor aklıma. Yani bir tarafı temizlerken bir tarafı kirletme yanlışlığımız. Geçmişte İstanbul’da karları yola niye atıyorsun diye sorduğumda arabalar geçince onları eritirler mantıksızlığı içeren cevaplar aldığım geliyor hemen aklıma. Arabasının üstünde bir karış karla yola çıkan insanlara bu karları temizlemeden çıkma dediğimde abi ne gerek var, yolda erir düşer diyenleri hatırlıyorum şimdi. (Karlar yola da atılmaz, yaya yoluna da. Müsait bir yere öbek yapılır, belediye kamyonu yükler götürür.) Herkes evinin önünü temizlerse memleketimiz topyekun tertemiz olur prensibini hatırlıyorum. Burada kar ile mücadelede belediye ile halk birlikte çalışıyor. Özel kamyonetler ve jeeplerin önüne kar kürüme aparatı takıyorlar, yolları temizlemede katkı sağlıyorlar. Bu arada hem hizmet yapıyorlar, hem de para kazanmış oluyorlar.

Villa tipi evlerin bahçe duvarının olmaması buraların güvenli olduğunun işareti olsa gerek. Diğer yandan bir evin bahçesine izinsiz girdiğinizde mülk sahibi sizi silahla vursa mahkemeden haklı çıkabiliyormuş. Haneye tecavüz-Nefsi müdafaa. ABD de binalarda bütün giriş kapılarının dışarı açılır olması başta deprem olmak üzere tedbir için düşünülmüş ve yıllardan beri de uygulanıyor. Amerikan televizyonlarından Mundo Fox kanalından İspanyolca muhteşem Süleyman’ı izlemekte varmış bu uzak coğrafyada. Birçok ülkede olduğu gibi burada da insanların Osmanlı’yı merak ettiğini ve ilgiyle izlediğini görüyorum.

Türkiye’den farklı gördüğüm bir durumda; posta ile gelen kolinin sahibi evde yoksa kapının önüne bırakılması ve o pakete kimsenin dokunmaması.

Newyork- Manhattan ABD’nin ve de bütün dünyanın en renkli metropolü. Bütün dünya milletlerinden insanları aynı anda burada görebiliyorsunuz. NY Manhattan’da Birleşmiş milletler binası, Hürriyet heykeli, madam Tissout müzesi, ünlü kabareler, tiyatrolar, ünlü kütüphaneler, dünya devi şirketlerin yönetim binaları, uluslararası bankaların ofisleri, Brooklyn Köprüsü, devasa gökdelenleri var. Her eyaletin farklı uygulamaları ve kanunları var. Örneğin; Sigara fiyatı New Jersey’de 8,30 USD, Newyork’ta 10,30 USD.  Sigara ile mücadele hat safhada bu ülkede. Newyork ABD’nin İstanbul’u diyebiliriz. Washington da Ankara gibi sakin. NJ-Newyork arası otobüsle seyahat ederken hep dikkatimi çeker. Arazinin yapısı gereği bulunan sert taşları (köprü ve viyadük altına denk düşenleri) sabit dekor yapmışlar. Doğal kayalıkların ve betonizmin kombinasyonu. Sonuç olarak Newyork uluslararası ticaretin ve paranın merkezi, Washington ise kültür, sanat ve sergi merkezidir diyebiliriz.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İSTANBUL’UN TARİHİ YAPILARI – 2

    15 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Yazarlarımızdan Mecit Bülent Yeşil, İstanbul'un tarihi yapıları ile ilgili değerlendirmesinin 2. bölümünü yazdı. Pera Palas Meşrutiyet Caddesi’nde yer alan Pera Palace Hotel, günümüzde müze otel olarak kullanılıyor. Romanlara ve filmlere konu olan Orient Ekspresi, İstanbul-Paris tren seferlerine başlayınca Avrupa standartlarına uygun bir otele ihtiyaç duyuldu ve 1892’de Pera PalaceHotel’in yapımına başlandı. Alexandre Vallaury’nin imzasını taşıyan ikonik yapı; Art Nouveau, neoklasik ve oryantalist mimari üslupları bir arada barındı...
  • LEONARDİT’in Tanımı

    09 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    İTO 81.Doğal ve İşlenmiş Katı yakıt Meslek Komitesine kayıtlı müteşebbisleri temsil eden bir sorumlu olarak bu bilgiyi sizlerle paylaşmayı en büyük görevlerden birisi olarak addediyorum.((KÖMÜRÜN HAM HALİ olarak değerlendirebileceğimiz bir mineral leonardit.Son zamanlarda tarımda tamamlayıcı bir şekilde kullanılmaya başlanan ve aranan duruma gelen üründen bahsediyorum)).KÖMÜRÜN KULLANIM ALANLARINI SAYARKEN GENÇ KÖMÜRLER GÜBRE OLARAK DA KULLANILABİLİR PRENSİBİNİ SÜREKLİ VURGULUYORUZ.ÜLKEMİZDE BOL MİKTARDA BULUNAN LEONARDİT NİMETİNİ VURGULARKEN ...
  • GALİBİN SAHİBİ ÇOK,  MAĞLUBUN HİÇ OLMAZMIŞ 

    06 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Eğri oturup doğru konuşmak lazım  diye meşhur bir söz vardır. Belediye seçimlerini geride bıraktık. Türkiye genelinde halkın  sağduyusu ile huzurlu bir seçim atmosferi yaşadık. İstisnalar hariç bir Allah’ın Kulunun burnu kanamadı. Analiz kısmına gelince;  tebrik etmek lazım seçimin galibi Türkiye genelinde  CHP oldu. Çünkü,  Millet İttifakı halk tabanında birleşirken, Cumhur İttifakı  ise dağılarak seçime gitti..  Elbette seçim sonuçlarının sadece sebebi bu değil. Ekonomik zorluklar, emeklinin çilesi, enfl...
  • MEVLÜT BEY’İ NEDEN DESTEKLİYORUZ

    27 Mart 2024 Köşe Yazıları

    31 Mart Yerel yani belediye seçimlerine 3 beş gün kala elbette görüşümü açıklamak zorunda olup net tavır sergilemek durumundayım. Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin Bey’in seçim çalışmalarını yakından takip eden bir kardeşiniz olarak birkaç cümle yazmak istedim . En dikkatimi çeken çalışmalardan biri mahallerde gerçekleştirdiği  ‘’Söz Siz’de’’  programlarıdır. Oldukça ilginin olduğu ve vatandaşların cesurca hasbihal ettiği bu söyleşilerde,  dikkatimi çeken şu sözleri buraya da almak istedim. Ne dediler?  Kağ...