logo

ANLATAMADIKLARIMIZ…

Derya Deniz Dinç

Derya Deniz Dinç
ddinc@windowslive.com


Çok uzun yıllar evvel yurt dışında bir film izliyordum. Filmin başrolünde Robert Mario De Niro, Jr. Vardı. Bir sahnedeki repliğini hayatım boyunca hiç unutmadım. Karşısındakine diyordu ki: -Bana öyle net ol ki; 6 yaşındaki bir çocuk bile anlayabilsin ne demek istediğini. Ekosuz, yorumsuz, düz ol.

  Bazen tek bir kelime, cümle, şiir, hikâye, roman ya da kitap tüm hayatınızı değiştirebilir. Benim hayatımı değiştirdiği çok olmuştur.

Ne anlatmak istediğimizi anlatmakta zorlanıyor isek 2 durum söz konusudur. Birincisi; anlattığımız konuyu henüz biz de kavrayamamışızdır. İkincisi; her ne kadar anlatırsak anlatalım karşımızdakinin anlayabildiği ile sınırlı kalır anlatacaklarımız. Albert EİNSTEİN “Altı yaşındaki çocuğa açıklayamıyorsan, sen de anlamamışsındır.„ Diyor. Ne doğru biz söz. Eğer biz bir konuyu çok iyi anladık ise onu anlatmanın yüzlerce hatta binlerce şeklini bulabiliriz. Kavramak tam anlamıyla budur. Örneğin acı çekmeyen acımasını, susamayan susuzluğu, aç kalmayan açlığı, ayrılmayan ayrılığı çok iyi anlayamaz. Empati önemlidir lakin her şey değildir. Empati kurabilmek için de yaşanmışlıklar gereklidir

  Benim anlaşıldığımı hissetmem bana lütuftur. Düşünürsek bizi en mutlu eden insanların bizi anlayanlar olduğunu fark ederiz. En güzel, en yakışıklı, en zengin, en büyük kariyere sahip olan değil en iyi anlayan bize can olur, yoldaş olur. Belki de bu sebeple ortak kültürler; anlaşılmayı artırdığı düşünüldüğünden tercih sebebidir. Özellikle evliliklerde ‘aman bizim toprağımızdan olsun evladım’ın altında yatan gizli özne budur.

Yanlış anlaşılmak çok yaralar hepimizi. Mesela çok iyi niyetle sevgimizi belli etmek için yaptığımız bir davranış yanlış anlaşıldığında çok üzülürüz ve kırılırız. Karşıdaki de kırılmıştır yanlış anladığından. Bu durumda en büyük tavsiyem anlaşılamadığımız için kahrolmak yerine karşıdakini anlamaya çalışmaktır. Çoğunlukla her birimizin sıkça tekrar ettiği bir söz vardır:’BENİ ANLAMIYORLAR!’ Peki, biz hiç soruyor muyuz kendimize’ ACABA BEN ANLATABİLİYORMUYUM’ diye. İşte şifre burada gizli canlar. Anlatabilmek; anlaşılmaktan çok daha önemlidir. Anlaşılmak sevmekten bile daha kıymetlidir. Bu sebeple çok iyi anlatabilmenin sırrını keşfetmek zorundayız. Anlayabilmek için yaşanmışlıklar gerek demiştik, küçük bir örnek verelim:

 Bir dükkân sahibi dükkânının vitrinine üzerinde “Satılık Köpek Yavruları” yazan bir tabela asarken, yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi.”Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?”diye sordu. Adam çocuğa yavruların en az elli dolar ettiğini söyledi. Çocuk elini cebine attı, biraz bozuk para çıkardı, dükkân sahibine bakıp ”iki dolar otuz beş sentim var. Onlara bakabilir miyim?” dedi. Dükkân sahibi çocuğa gülümsedi ve bir ıslık çaldı. Lady adlı bir köpek dükkânın içindeki kulübesinden çıkıp onlara doğru koşmaya başladı.

 Arkasında beş tane küçük yün yumağı vardı. Yavrulardan biri, diğerlerinin gerisinden topallayarak geliyordu. Bu, küçük çocuğun hemen dikkatini çekti. “Bu yavrunun nesi var?” Dükkân sahibi ”Veterinerin dediğine göre, kalçasında bir kemik eksikmiş” diye yanıt verdi.”Hep böyle topallayacakmış” Küçük çocuk hemen,”Onu almak istiyorum” dedi. Dükkân sahibi “Sahi mi? O yavruyu gerçekten istiyorsan sana bedava verebilirim” dedi. Çocuk dükkân sahibine yaklaştı ve öfkeyle “Onu bana bedava vermenizi istemiyorum. Bu yavru da diğer yavrular kadar değerli. Fiyatı neyse size ödeyeceğim. Şimdi size iki dolar otuz beş sent vereceğim, kalan parayı da ayda elli sent, elli sent vereceğim” dedi

 Dükkân sahibi “O sakat yavruyu ne yapacaksın? O hiçbir zaman diğer köpekler gibi koşup oynayamayacak” dedi. Küçük çocuk pantolonunun paçasını yukarı kaldırdı ve iki çelik bağla desteklenmiş eğri sol bacağını gösterdi.”Ben de pek koşamıyorum” dedi. “Bu yavrunun da kendini anlayacak birine ihtiyacı var.” Anlaşılmak gerçekten bir ödüldür hepimiz için, anlatabilmek ise yetenek… Çok iyi anlaşılacağımız ve kendimizi çok iyi anlatabileceğimiz yarınlara…

 Aşk ile eyvallah…

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÜZEL OLAN GEÇMİŞE ÖZLEM..

    24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Sevgili okurum. Bu yazımızda, geçmişte ve günümüzde yaşanılan, komşu ve komşuluk ilişkilerine değinmeye çalışacağız. Bu konuyu, hemen her zeminde vurguluyor ve geçmişe özlem duygularımızı dile getiriyoruz. Önceki yazılarımızda olduğu gibi, bir takım örnekler vererek, mevcut ve gelecek nesillere, yaşanılan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu gerçeklerden hareketle, insani görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Evet; toplum içindeysen, birlikte yaşama bilincine ulaşmış olmanız gerekiyor. Paylaşmayı bilmen gerekiyor. Saygıyı ve muhabbeti bi...
  • 20 Haziran 2024 Köşe Yazıları

    Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle,  gitmelerle dolup boşalıyor.  Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.  ‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana ...
  • YERLİ VE MİLLİ

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    YERLİ ENERJİMİZ KÖMÜR VAZGEÇİLMEZİMİZDİR Kömür konusunda bir Bilgi hatırlatması yaparak başlamak istiyorum. Ülkemizin birçok yerinde kömür yataklarımız mevcuttur. Bu kömürler genelde genç kömürler sınıfındadır. Genç ve orta linyit grubuna girmektedir. Kömürün yaşıyla alakalı olarak evreleri şöyledir. LEONARDİT-TURBA-GİTYA-GENÇ LİNYİT-ORTA LİNYİT-LİNYİT-TAŞKÖMÜRÜ (Maden kömürü)-ANTRASİT ve en son hali ELMAS’tır. Ülke olarak petrolümüz, doğalgazımız yok ama kömürümüz var. Cenab-ı Allah’ın bizlere sunduğu Kömür nimetini en iyi ve en veri...
  • YOBAZLIK VE YOZLAŞMIŞLIK.

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    İnsanoğlunu diğer yaratıklardan ayıran en önemli özelliklerden biriside geçmişini bilmesi ve ecdadıyla fikir irtibatında olması gerekliliğidir. Hal böyle iken, özellikle benliğimizi yok etmek geçmişimizden uzaklaştırmak, kültürümüzden tarihimizden yoksun bırakmak için on yıllardır senaryolar yazılmakta ve çeşitli zaman ve zeminlerde hayata geçirilmektedir. Bu muazzam çalışma iç ve dış mihrakların ortaklaşa çalışmasıyla başarı elde etmiştir. Dolayısıyla günümüzdeki giyim ve konuşma kültürü işte bu menfi çalışmaların  eseri olmuştur. ...