logo

Anadolu, Göç Verdiği Evlatlarını Geri Çağırıyor

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Geçtiğimiz ayın son 10  gününü Anadolu’nun;  Selçuklu’nun başkentlerinden memleketim Sivas’ta geçirdim. 10 gün sılayı rahim yaparak dost, akraba ve mezarlık ziyaretlerinde bulundum. Bir çok şehir, kasaba, köy gezdim. Çocukluğumun geçtiği  yerleri gezerken anılarımı tazeledim.  köylerde dahil  bölge epeyce kalkınmış modern yaşamın imkanlarından insanlarımız yararlanmaya başlamış. Yollarıyla, evlere gelen elektrik ve akan sularıyla şehirleri aratmayacak noktaya gelen köylerimiz, maalesef bu imkanlara rağmen yalnızlaşarak ıssız vadiler haline gelmiş. Bir çok insan şehirlerdekilerden daha güzel bahçeli ; villa şeklinde evler,  malikanelere yaparak büyük sermayeler harcamış. Lakin bu yerlerde sadece 1 ay bilemediniz emeklilerimiz 3-5 ay kalabilmekteler.

Esas konumuza gelirsek, köyler, mezralar, dağlar, ovalar hatta tarlalar boşalmış. Kimseler kalmamış… Eken, üreten yoktur. Hal böyle olunca her taraf otlarla meyvelerle dolu … Lakin dalından koparan bir insana rastlamak mümkün değil. Özetlersem :  Bugünkü şarlarda köyde yaşayarak üretmek para kazanmak daha kolay ve rahat. Taşı sıksa suyunu çıkaracak olan gençler,  köylerini terk ederek modern kentlerin dişlileri arasında heder olup giderken adeta köle olduklarının farkında bile değiller. 1500 -2000 liraya İstanbul’un çeperlerinde kölelik yaparak kıt kanaat geçinen ve onurların yitiren gençler, köylerine dönmüş olsalar daha müreffeh bir hayat yaşar, çoluk çocuğunu adam gibi daha ahlaklı ve üretken olarak yetiştirir, topluma kazandırır.  

Hayvancılık, özel tarım ürünleri köylerde şimdi çok para kazandırırken bunu yapanlara çokta rastladım ve zenginleştiğini gördüm. Kimileri hayvancılık, kimileri arıcılık yaparken ceviz bahçeleri ile milyonlar kazananları gördüm. Ciddi olarak köyde çalışan ve bilinçli üretim yapan bir insanın kısa sürede zenginler sınıfına gireceğine kanaat getirdim ve gördüm. Geçmişte Anadolu’nun köylerini ,  İstanbul  ve büyükşehirler doyururken şimdi tam tersi olmuş. Anadolu köylüsü İstanbul’da yaşayan, asgari ücretle çalışan evlatlarının tüm kışlık yiyeceğini tedarik ediyor, evlatlarına daire hatta araba bile  alabiliyor. Bu durumda olan yüzlerce insana rastladım.

 Köyde 5-10 erkek hayvan yetiştirdiğinizde 100 bin liraya varan bir sermayeyi kısa sürede biriktirebiliyorsunuz. Peynir süt hatta yumurta bulamıyorsunuz. Sağlık açısından organik tarım ürünlerine dönen insanımız adeta köylerden süt, yumurta, peynir, yağ, bal ve diğer ürünleri alabilmek için çok uğraş veriyor. Düşünün 1 kilo peyniri 30 tl bir kilo tereyağı  35 tl ve köylü yok satıyor. Geçmişte 1 ahır hayvan satan köylü, bir traktör alamazken şimdi 2 hayvan satan bir çiftçi ya da köylü bir traktör alabiliyor.

Özetle köylerde bugünkü şartlarda çok imkanlar var. Genç insanlar birazda köy hayatını bilen gençlerin İstanbul’un kalabalıklarında kaybolarak sürünmelerine hiç gerek yoktur. Adam gibi yaşayarak fevkalade kendilerinin patronu olabilir birkaç yıl içinde zenginler kulübüne dahil olabilirler. Modern  çağın tarım araçları da köylünün işini çok rahatlattığını gördüğünüzde eski çilekeş uğraşlarında geride kaldığını görürsünüz. Kaldı ki devletin tarım ve hayvancılığa büyük desteği var. Etin kilosunun nerelerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Hal böyle iken,  köylerde hayvancılık çok cazip noktaya gelmiş. Meralar bom boş … Ot su oldukça bol. Devletin yem desteği yeni buzağalayan ineğin körpe danasına bile kayıt yaptırdığınızda hemen ödeneğinizi alabiliyorsunuz. Küçük baş hayvan yani koyun kuzu ise daha karlı … Etinden sütünden, yününden peynirinden her şeyinden  adeta üretim merkezi gibi. Organik yumurta, tavuk, hindi, Kaz gibi kanatlı hayvanlarla uğraşanlar bile iyi gelir elde edebiliyorlar.

Sonuçta. Çek,senet, fatura, vergi bin bir çeşit bürokrasi yoktur. Sadece az emek ve peşin para söz konusudur. Stresten uzak,  oksijeni bol Anadolu köy ve yayları şehirlere göç verdikleri evlatlarını geri çağırmaktadır… Huzur Anadolu’dadır bizden önermesi.

 Kurban Bayramınız tebrik eder esenlikler dilerim

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...
  • NE OLDU BİZE

    05 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Çok önem verdiğim bir deyimi, bilginize sunarak, düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. “Geçmiş geleceğe yön verir.”  Evet, yön vermeli de. Peki, Bu nasıl olacak. Kendiliğinden veya birisinin işaretiyle değil tabi. Geçmişimizi iyi araştırmakla, inanarak incelemekle ve geçmişe saygı duyup, örnek almakla, geçmişin geleceğe yön vereceğine inanıyorum. Bizler; geçmişimizden övgü ile söz ederken, sosyal-siyasi-ticari konularda, geçmişimizden iftihar ettiğimizi, her vesile ile dile getirmişizdir. Bu kadar övgü ve iftiharla yadetmemize rağm...
  • MEYVE AĞACI

    12 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Herhangi bir sohbet esnasında veya görüşmelerde, mecazi ve ya gerçek anlamda ifade edilen, meyve veren ağaç taşlanır sözleri; bize, bazı olmaması gereken tutumları hatırlatır. Bu ifadeler, olumsuzluk örnekleri olduğu gibi, hazımsızlığın da bir işareti gibidir. Meyve veren ağaç niye taşlanır, taşlanmasa olmaz mı. O, meyve ağacının meyve verecek çiçeği niye koparılır, koparılmasa olmaz mı. O ağacın dalı niye kırılır. O, meyve veren ağaca, zarar vermek yerine, ihtiyacı olan su ve toprakla beslense, bakımı yapılarak; meyvesinden, ağ...
  • ADAM OLMAK

    22 Ağustos 2024 Köşe Yazıları

    Hani bir deyim vardır ya. Adam ol adam.  Evet, adam olmak gerekir.  Hem de, adam gibi adam.             Adamlık, para ile satın alınmıyor. Pazarı yok. Fiyat belirlenemiyor. Satın alacak maddi güç de yok. Bazen, kişilikler ve şerefler satılmış olsa da. Her insan; doğduğunda, adam gibi doğar. Nerede doğacağını bilemez,Nerede doğacağına karar verecek durumda hiç değil. Seçeneği de yok zaten. Doğuda mı, batıda mı, kuzeyde mi, güneyde mi, Java Adası’nda mı. Seçenek yok. Zenci ...