logo

’23 HAZİRAN VE MEDENİYETLERİN BAŞKENTİ İSTANBUL’

Mecit Bülent Yeşil

Mecit Bülent Yeşil
mecityesil@imayinsaat.com


İstanbul, Avrupa ve Asya’nın buluşma noktası. Dünyanın 34. büyük ekonomisine sahip şehri. Avrupa’nın nüfus bakımından en kalabalık şehri. On altı yüzyıl boyunca Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere üç değişik imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul.

‘İMPARATORLUKLARIN EV SAHİBİ’

İstanbul’a çağlar boyunca değişik adlar verilmiştir. Tarihin çeşitli dönemlerinde farklılık gösteren bu isimler sırasıyla, Byzantion, AugustaAntonina, Nova Roma, Konstantinopolis, Konstantiniyye ve bugünkü İstanbul isimleridir.

Daha kuruluş efsanelerinden itibaren etkileyicidir hikâyesi: Yunanistan’da, Megara’dan yola çıkan Byzas, yeni bir şehir kurmak istemektedir. Yer konusunda gidip DelfiKahini’ne danışır. Kahin de, şehrini “Körler Ülkesi’nin karşısına” kuracağını söyler. Byzas kafası karışmış bir şekilde dolanırken, bugünkü Sarayburnu’ndan o günkü Khalkedon’a (Kadıköy) bakarak, “Bu körler niye şehirlerini bu güzelim yer dururken o çorak yere kurmuşlar ki?” diye düşünür. Ve tabii aklına Delfi Kahini’nin sözleri gelir. İstanbul’u nereye kuracağını bulmuştur. Onaltı yüzyıl boyunca Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere üç değişik imparatorluğa başkentlik yapmıştır.

Hiç kimse İstanbul’a kayıtsız kalamaz. 7 tepesi, içinden geçen denizi, doğal liman olan Haliç’iyle tarih boyunca eşsiz, biricik bir şehir olmuştur. İstanbul’un tarihi de şehrin görkemine yakışır zenginliktedir.

‘İSTANBUL’UN TARİH HAZİNELERİ’

Dünyanın en eski, tarihi şehirlerinden biri olan İstanbul, bilinen ya da bilinmeyen birçok hazine barındırıyor. 

Fatih Camii, Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Kapalı Çarşı, Topkapı Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Pammakaristos Manastır, Kariye Müzesi, Tomtom Kaptan Sokağı, Galata kulesi ve büyük usta Mimar Sinan’ın 3 Önemli Eseri Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi, Rüstem Paşa Camii ve kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camii. İstanbul hazinelerinden sadece birkaçı….

‘İSTANBUL’UN SAKİNLERİ’’

İstanbul: Mutluluğumuzun ve mutsuzluğumuzun sebebi bu koca şehir, yüzyıllardır sanata ev sahibi ve sanatçıya ilham kaynağı konumunda. Ama bazı büyük sanatçılar var ki, ömrünün bir döneminde İstanbul’da bulunduklarından, bu şehrin tarihine dahil olduklarından bile haberdar değiliz. Polonyalı romantik şair adam Mickiewicz, ünlü Macar piyanist Franz LIszt, polisiye romanların ölümsüz ismi AgathChristie, İtalyan mimar GaspareFossati, Afrika kökenli Amerikan yazar James Baldwin ve sürrealizmle başlayıp realizme doğru devam eden resim anlayışıyla Rum ressam MarioPrassinos bu isimlerden yalnızca birkaçı.

Bizim İstanbul aşıklarımız; Yahya Kemal ,Necip Fazıl, Ahmet Hamdi, Nazım Hikmet, Mehmet Akif, Orhan Veli diye devam edip gidecek uzun bir liste….

‘İSTANBULA SON ADINI VERENLER’

Osmanlı dönemimizde, Romalılar devrinde kullanılan Istinpol/lstinpolis, Estanbol, istinbolin, Stinboli, Sitanbul isimlerinin telaffuz değişmesi olarak kullanılan ve daha sonra eklenen “i” sesi ile İstanbul ismi kullanılmıştır. Daha sonra ise Hilâfet merkezi manasına Islâmbol ismi verilmiştir. Zamanla, Türkçeye geçişi İstanbul olmuştur. Cumhuriyet dönemimiz 1930 da, Konstantinopolis adı tamamen yürürlükten kaldırılarak resmi adı İstanbul olmuştur.

’23 HAZİRAN YEREL SEÇİMLER’

Genç nüfusuyla Türkiye’nin modernleşme serüveninden payına düşeni fazlasıyla alan İstanbul, günümüzde dünyaya birçok alanda entegre olmuş bir şehir haline gelmiştir. Nitelikli iş gücü, kültür ve eğlence turizmi dendiğinde akla ilk gelen metropoldür.

Yeni bir seçim arefesindeyiz 23 haziranda tekrar sandık başında olacağız.

İstanbul’a son adını verenler’ olarak, bu kısacık köşede, bunları hatırlayalım istedim.

Oy verecek tüm seçmenler ve görev başına gelecek tüm Arkadaşlar, bu dünya güzeli kentin bir parçası olduğumuzu, bu kentin tarihini, mimarisini ,  kültürünü, insan mozaiğini, dokusunu lütfen unutmayalım.  

24.05.2019

Sağlıcakla..

Mecit Bülent Yeşil

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • GÜZEL OLAN GEÇMİŞE ÖZLEM..

    24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Sevgili okurum. Bu yazımızda, geçmişte ve günümüzde yaşanılan, komşu ve komşuluk ilişkilerine değinmeye çalışacağız. Bu konuyu, hemen her zeminde vurguluyor ve geçmişe özlem duygularımızı dile getiriyoruz. Önceki yazılarımızda olduğu gibi, bir takım örnekler vererek, mevcut ve gelecek nesillere, yaşanılan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu gerçeklerden hareketle, insani görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Evet; toplum içindeysen, birlikte yaşama bilincine ulaşmış olmanız gerekiyor. Paylaşmayı bilmen gerekiyor. Saygıyı ve muhabbeti bi...
  • 20 Haziran 2024 Köşe Yazıları

    Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle,  gitmelerle dolup boşalıyor.  Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.  ‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana ...
  • YERLİ VE MİLLİ

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    YERLİ ENERJİMİZ KÖMÜR VAZGEÇİLMEZİMİZDİR Kömür konusunda bir Bilgi hatırlatması yaparak başlamak istiyorum. Ülkemizin birçok yerinde kömür yataklarımız mevcuttur. Bu kömürler genelde genç kömürler sınıfındadır. Genç ve orta linyit grubuna girmektedir. Kömürün yaşıyla alakalı olarak evreleri şöyledir. LEONARDİT-TURBA-GİTYA-GENÇ LİNYİT-ORTA LİNYİT-LİNYİT-TAŞKÖMÜRÜ (Maden kömürü)-ANTRASİT ve en son hali ELMAS’tır. Ülke olarak petrolümüz, doğalgazımız yok ama kömürümüz var. Cenab-ı Allah’ın bizlere sunduğu Kömür nimetini en iyi ve en veri...
  • YOBAZLIK VE YOZLAŞMIŞLIK.

    24 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    İnsanoğlunu diğer yaratıklardan ayıran en önemli özelliklerden biriside geçmişini bilmesi ve ecdadıyla fikir irtibatında olması gerekliliğidir. Hal böyle iken, özellikle benliğimizi yok etmek geçmişimizden uzaklaştırmak, kültürümüzden tarihimizden yoksun bırakmak için on yıllardır senaryolar yazılmakta ve çeşitli zaman ve zeminlerde hayata geçirilmektedir. Bu muazzam çalışma iç ve dış mihrakların ortaklaşa çalışmasıyla başarı elde etmiştir. Dolayısıyla günümüzdeki giyim ve konuşma kültürü işte bu menfi çalışmaların  eseri olmuştur. ...